Diyabet, pankreasın besinlerin enerjiye çevrilebilmesi için gereken insülini üretmemesi ya da üretilen insülinin gerektiği gibi kullanılamaması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Oluş şekillerine göre diyabet Tip1 ve Tip2 olarak ikiye ayrılır. İlk grup diyabet her yaşta ortaya çıkabilir. İkinci tür diyabetin ise son yıllara kadar 40 yaş üzeri hastalığı olarak bilinmektedir. Özelikle Tip2 diyabetin, hareketsiz yaşam ve artan obeziteyle birlikte görülme yaş aralığının aşağı çekildiği, bunun da toplumda diyabet görülme sıklığını artırdığı söylenebilir.
Tip2 diyabetini daha yaşlı insanlarda görebiliyorduk. Şimdi ise çocukluk çağında obezitenin artmasıyla birlikte daha erken yaşlarda Tip2 diyabeti görmeye başladık. Yaş aralığı 40 yaşın altına indi. Bu obezite ile birlikte arttı. Zaten dünyada artık diyabezite diye bir terimden bahsediliyor. Obezite ve diyabet birbirine paralel olarak katlanarak artıyor. 2002 yılında yüzde 7,2 olan diyabet sıklığı, 2010’da yüzde 13,7’ye ulaşarak yüzde 90 oranında bir artış göstermiştir.
Hem diyabetin önlenmesi hem de ortaya çıkmış diyabetin kontrol altında tutulabilmesi için hareketsiz yaşam şeklinden uzaklaşılması ve öğün atlamadan sık aralıklarla az miktarda yemek önerilmektedir. Haftanın 5 günü 30 dakika, 3 günü ise 50 dakika olmak üzere 2 günden fazla ara vermeyecek şekilde aerobik, egzersiz, tempolu yürüyüş veya yüzmelerini istiyoruz. Bu, hem hastaların kan şekerini düzeltecek hem de diyabet adaylarının diyabete gitmesini önleyecektir.
Yaşam tarzı değişikliği çok kolay bir şey değil, ama sadece yaşam tarzı değişikliğiyle yüzde 40 oranında diyabet önlenebiliyor. Hastaların sigara içmemesi çok önemli. Diyabet hem küçük hem büyük damarları etkileyerek kalp ve damar hastalığı riskini 2-3 kat artırıyor. Şeker hastalıkları kesinlikle sigara içmemeli, alkolü de almamalıdır.