Çok ağlayan bebekler karşısında öfkelerine hakim olamayan anne-babalar bebekleri zihinsel engelli yapabiliyor.Bu durum çocuk istismarı alanına da girer.
Sinirine hakim olamayanların dikkat etmesi gekenler… Çok ağlayan bebekler karşısında öfkelerine hakim olamayan ana-babalar bebekleri zihinsel engelli yapabiliyor. Çocuk istismarı alanına da giren “Sarsılmış Bebek Sendromu”na maruz kalan bebeklerin 3’te 1’i ölüyor, 3’te 1’i de engelli kalıyor.Ebeveynlerin bir anlık öfkesi bebeklerinin ölümüne neden olabiliyor. Çok ağlayan bebekler karşısında öfkelerine hakim olamayan ebeveynler, şiddetle sarstıkları bebeklerinin ağır nörolojik (zihinsel) engelli olmasına neden olabiliyor. Çocuk istismarı sayılan ”Sarsılmış Bebek Sendromu”na maruz kalan bebeklerin 3’te biri hayatlarını kaybediyor.
ÇİLEDEN ÇIKMANIN BEDELİ
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı Öğretim İyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Sağlığı Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Figen Şahin, ”Sarsılmış Bebek Sendromu” adı verilen olayda, bebeğin hırsla sarsılmasının ciddi zararlara yol açabileceğini söyledi. Bazı ailelerin, sürekli ağlayan bebekleri nedeniyle çileden çıkıp, bebeği kollarından ya da göğüslerinden tutarak salladıklarını belirten Şahin, bu olay sonucu ortaya çıkan sarsılmış bebek sendromunun tahmin edilenden daha sık karşılaşılan bir durum olduğunu bildirdi.
İSTİSMARA GİRİYOR
Ebeveynlerin bunu bilinçli yapmadıklarını ifade eden Şahin, ”Sarsılmış bebek sendromu çocuk istismarının çok özel bir türü. Çünkü ebeveynler bunu kasti yapmıyorlar, ancak bu konuda bilinçli olunması gerekiyor. Bebeklerin özellikle ilk 3 aylarında kolik sancı dediğimiz, ağlamalarının durmadığı, ebeveynler için yorucu olan bir dönem vardır. Bu dönemde pek çok anne-baba bunu yapıyor olabilir. Kimse bunu itiraf etmek istemiyor. Hafif olan durumlar bulgu da vermeyeceği için hekimler anlayamayabiliyor” diye konuştu. Sendromdan ciddi şekilde etkilenen bebeklerde ise çok ağır bulgulara rastlandığına işaret eden Şahin, bebeğin ölümüyle sonuçlanan vakalar dahi bulunduğunu bildirdi.
2 YAŞ ALTINA RİSK BÜYÜK
Bebeklerin başlarını kontrol etmekte zorlandığı ve boyun kaslarının güçlü olmadığı dönemlerin riskli olduğunu anlatan Şahin, ”Ebeveynlerin bir anlık öfkeleri sonucu sarstıkları bebeklerinin başı, öne arkaya çok şiddetli sallanıyor. Sarsılma esnasında beyin de kafatası içerisinde öne arkaya gidiyor. Bebeklerin beyinleri daha yumuşak, sıvımsı bir yapıda olduğu için beyindeki kan damarları ve sinir hücreleri kopuyor. Buna bağlı olarak da beyin kanaması ortaya çıkıyor. Bebeğin gözle görülür bir yarası olmamasına rağmen, beyin ve göz altı kanamaları gibi bulgular sarsılmış bebek sendromunu gösterebilir. Burada hekimlerin bilgili olması çok önemli” dedi.
SEVERKEN YAPILAN SARSMALAR
Türk toplumunda bebeklerin genellikle havaya fırlatılarak, hoplatılarak sevildiğini anlatan Şahin, ”Bebek sevilirken ayakta sallarken, elimizde sallarken çok şiddetli olmamasına dikkat edersek bu durumlarda bir şey olmaz. Daha çok öne arkaya şiddetli ve öfkeyle sarsılma durumlarında olur” diye konuştu. Ailelerin böyle bir olayın bebeğe ne kadar zarar verebileceğini anlamaları gerektiğine dikkati çeken Şahin, bebeklerin ağlama nöbetlerinde ebeveynlerin yapması gerekenleri şöyle anlattı:
”Çok yorgunluk ve uykusuzluk öfkeyi kontrol etmeyi güçleştirir. Bebeklerin ilk ayları zor bir dönemdir. Hele de huysuz, çok ağlayan bir bebekleri varsa, ebeveynler, öncelikle en yakınlarından yardım istemeli. Aile yakınlarından destek olanağı varsa, onlar 1-2 saatliğine bebekle ilgilenirken ebeveynler dinlenmeli. Eğer yardım alınacak biri yoksa ve bebek çok ağlıyorsa, anne ya da baba öfkesini kontrol edemediğini hissediyorsa, bebeği yatağına bırakıp, odanın kapısını kapatıp bir süre orada bırakmalı ve öfkesi dinene kadar başka bir yerde sakinleşmeli. Öfke kontrolü yapabilmek çok önemli. Ailelerin bunu öğrenmeleri veya bu konuda yardım almaları gerekiyor.”
Çok genç anne baba olmuş, eğitimsiz, yoksul, iş yükü fazla, evde çok sayıda çocuğu olan ebeveynlerde riskin arttığına dikkati çeken Şahin, bu nedenle ebeveynlerin mümkün olduğunca kendilerini hazır hissetmeden anne baba olmamaları, bakabilecekleri kadar çocuk yapmalarının da önemli olduğunu kaydetti.