Aslan ile Öküz meyhanede demleniyorlarmış;
“Ne olacak bu istifaların hali” diye sohbet ediyorlardı.
Zaman epey ilerlemiş. Aslan’ın gözü duvardaki saate takılır takılmaz;
“Eyvah!” diyerek yerinden fırlamış. Öküz şaşkınlıkla;
“Ne oldu arkadaş?”
“Daha ne olsun?” diye kükremiş Aslan
“Baksana saat kaç olmuş. Karımdan izin almadım. Hemen eve gitmem lazım…”
“Ohooo” diye küçümseyerek Aslan’a bakan Öküz;
“Ulan sen ormanlar kralı koskoca aslansın ve karıdan korkuyorsun. Bak ben korkuyor muyum?”
Aslan, Öküz’e şöyle bir bakmış.
“Tabi korkmazsın, seni evde bir inek bekliyor; beni ise dişi bir aslan…”
Evet, erkekler arkadaşlarıyla beraber takılabilirler. Yeter ki, nerede kiminle olduğunu gizlemesin. Samimi ve açık olmak gerekir. Aldatma ve kaçamak seviyesinde olan hususları hoşgörü gösterelim demiyorum. Asıl olan eşinle ve çocuklarınla hoşça vakit geçirebilmek. Bunu yaparken de eşler birbirlerini çok sıkmamalılar. Algıları son derece açık olan çocuklarına da iyi birer örnek olmalıdırlar.
“Erkekler ev işi yapmalı mı yapmamalı mı?” Ne yazık ki iki yaklaşım da yuvadaki mutluluğa katkı sağlamaz. Eşleri birbirlerine karşı cephe almaya sevk eder. Gerektiğinde eşlerin birbirlerine yardımcı olması en başta kendi ilişkilerine fayda sağlar. Bu dayanışmanın o evde yetişen çocukların kişilik gelişimine olumlu katkısı oldukça fazladır.
Annesi yorgun veya hasta olduğunda babasının ona nasıl şefkatle yaklaştığını gören çocuk, hem annesine karşı daha merhametli olur hem de ileride evleneceği eşiyle hayatı her alanda paylaşmayı kavrar. Babası yardıma ihtiyaç duyduğunda elinden gelen desteği veren annesine ise hayranlığı artar; yardımlaşmayı, dayanışmayı, dostluğu ve vefayı ilk önce baba evinde öğrenir.
Erkeğin hanımına yardımcı olması; hastalık, çalışma vb nedenlerle mecburi hale geldiğinde dahi hanımlar üsluba dikkat etmeli. Kendini ev işlerine yardımda zorunlu hisseden erkek çok fazla istekli davranmayacağı gibi onu bu duruma sokan şartlara da karşı çıkabilir. Oysa hanım üslubunu bildiğinde ve nezaketle eşinden ricada bulunduğunda yardımlaşma anları aralarında bir muhabbet ve paylaşıma dönüşür.
Yukarıda bahsettiğim kısa hikayede olduğu gibi inek deyip geçmeyin. Zavallı hayvancıkları hakaret ederek kendimizi yüceltemeyiz. Büyüdükçe küçülmesini bilenlerden olmalıyız.