Damak tatları değişik diye kötü bir ada ve şöhrete sahip olmuşlar. 450 binden fazla çeşidi olduğu biliniyor. Yani böcek türlerinin yüzde 40’ını oluşturuyorlar. Başkaları gibi hazmı zor yiyecekleri öğüteceğiz diye uğraşacaklarına, başkalarının hazmettiğini tercih ediyorlar.
Evrimin başarı öykülerinden biri sayılan bokböceklerinin bilinmeyen başka marifetleri de ortaya çıkıyor. Örneğin içlerinden bir türünün üç boyutlu (3D) görüşe sahip olduğu belirlendi. Bunun için böcek, James Cameron’un gişe rekorları kıran Avatar filminin çekiminde kullanılan teknikten yararlanıyor.
Texas Üniversitesi’nden araştırmacılar, parlak renkleri nedeniyle “mücevher” öntakısıyla anılan bokböceği cinsinden bir türün, dairesel kutuplanmış ışıkla, kutuplanmamış ışığı ayırma yetisine sahip olduğunu ortaya koydu.
American Naturalist dergisinde yayımlanan çalışmayı yürütenlerden fizikçi Parrish Brady, bu yeteneğin Chrysina gloriosa türü bokböceklerine büyük avantaj sağladığını, çünkü kendi renkli gövdelerinden yansıyan ışığın çok büyük kısmı, dairesel kutuplanıyor. Böylece bu biçimde kutuplanmış ışığa duyarlı gözleriyle kendi hemcinslerini görebiliyorlar. Dünyada yalnızca bir karides türünün daha bu yeteneğe sahip olduğu bilindiğinden, parlak renkli gövdelerine karşın bu bokböcekleri düşmanlarına karşı sanki bir görünmezlik pelerini giymiş oluyorlar.
Kutuplanmamış ışığın elektrik alanı her yönde rastgele salınır. Dairesel kutuplanma ise bir filtre görevi yaparak ışığın elektrik alanının dairesel bir biçimde yol almasını sağlıyor. Avatar gibi yeni kuşak filmlerde dairesel kutuplanma filtreleri kullanılarak 3D etkisi oluşturuluyor. İnsan gözü bu kutuplanmayı algılayamadığından 3D tekniğiyle çekilen filmler özel gözlüklerle izlenebiliyor.