Logo
Dark Light
Bumerang - Yazarkafe
Atatürk’çü gençliğin nitelikleri..
Bu yazı  1.0860 kere görüntülenmiş olup, YAZARın kendi görüşlerini ifade eder...

okul-yazi

Atatürk’ü yücelten önemli bir yönü de toplumumuzda gençliğe verdiği değerdir. Memleketin geleceğini oluşturan “gençlik” kavramı, Atatürk’te en güzel anlamını bulmuş, en yüce değer yargısına erişmiştir.

Büyük Atatürk, daha Millî Mücadele’nin başından itibaren köhnemiş fikirlere, milleti geriye götürmek isteyenlere karşı, yegâne çarenin gençlikte ve genç fikirlerde olduğunu görmüş, çağdaş zihniyetle yetişecek kuşakların, gelecekte eserini daha da geliştireceğini, onu her türlü tehlikeden koruyarak ebediyen yaşatacağını hissetmişti.

Gençlik kavramı, biyolojik anlamda kullanıldığı zaman şüphesiz ki belli bir yaş dönemini ifade eder. Bu dönem genellikle gençlikle, gençliğin yetişme devresinin iç içe olduğu çok kıymetli bir safhadır. Atatürk de gençliğin yetişmekte olduğu bu devreye çok önem vermiş, Türk gençliğinin bu devrede Cumhuriyet’i yaşatacak bir ruhla beraber, mesleklerinde de iyi yetişmelerini ısrarla istemiştir. Ancak şunu da ifade etmeliyiz ki Atatürk’te gençlik kavramı, genel anlamda, bu biyolojik dönemi kapsamakla beraber zaman zaman yaş sınırlarını aşarak, fikrî bir anlam kazanmakta, bir diğer ifade ile fikrin yeniliği ile el ele gitmektedir. Atatürk’ün “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir” sözü bu anlamda kullanılmıştır.

42 yaşında Cumhuriyet’i ilân eden, 44 yaşında şapka ve kıyafet inkılâplarını gerçekleştiren, 48 yaşında Arap harfleri yerine yeni Türk harflerini koyan Büyük Atatürk, taşıdığı düşünce yeniliği, ruhundaki enerji tazeliği sebebiyle yaşamının her çağında genç idi. O’na göre genç olmanın ölçüsü sadece yaş değil, yaşın yanında koyduğu ilkelere, başardığı inkılâplara inanç ve bağlılık idi. Onun içindir ki kendisi: “Benim anladığım gençlik, bu inkılâbın fikirlerini ve ideolojisini benimseyip gelecek kuşaklara götürecek kimselerdir. Benim nazarımda yirmi yaşında bir yobaz ihtiyar, yetmiş yaşında bir idealist ise zinde bir gençtir”  diyordu. Bu bakımdan Atatürk’ün “Ey Türk gençliği” hitabında bir anlamda yaş sınırlarını aşarak bir fikir gençliği, bir ideal gençliği aramak, bu gençliği görmek, bu gençliği düşünmek lâzımdır. Çünkü Atatürk’e göre, ancak ilke ve inkılâplarına bağlı bir gençlik, kurduğu rejimin teminatı olabilir.
İlkelerine bağlı, çalışkan ve vatansever bir gençlik, Atatürk’ün ideali idi.

“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan sarsılmaz güvenini dile getiriyordu. Bu bakımdan gençlerimiz Atatürk’ü gerçek anlamıyla kavramak, onun istediği, ona layık evlâtlar olmaya çalışmalıdır. Esasen kendisi: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demişti. Bu sebeple gençler için Atatürk’ü tanımak; ancak onun fikirlerini, düşüncelerini ve duygularını gerçekten iyi bilmek ve bunları benimsemekle mümkündür.

Atatürk bize, memleket gerçeklerinden kaynaklanan, problemler karşısında dogmalara kapılmaksızın, aklın ve ilmin rehberliğini kabul eden gerçekçi bir ideoloji bıraktı. Atatürkçülük adını verdiğimiz bu ideolojiye sarılmalı, Türk gençliği olarak onu söz halinden eser haline getirmeliyiz. Çünkü, O’nun gençlere bıraktığı Atatürkçülük, her türlü dogmatik unsurdan sıyrılmış, akılcı bir dünya görüşüdür. Genç kuşaklara aklın ve mantığın yollarını açan bu gerçekçi görüş, bugünün olduğu kadar yarının da gereklerine cevap veren, kendisini daima yenileyen çağdaş bir görüşü simgeler.

Atatürkçü görüşte Atatürk ilke ve inkılâpları Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine en kısa zamanda ulaştırabilmek için aklın ve mantığın çizdiği yollardır. Bu bakımdan Türk gençliğine hedef olarak gösterilen Atatürkçülük, daima ileriye, daima doğruya, daima faydalıya yönelmek, çağdaş uygarlık düzeyine erişme yarışında daimî bir atılımın, daimî bir gelişmenin içinde olmaktır. Ama, bu atılım, bu gelişme kaynağından uzaklaşmayacak, bu gelişmeye yön veren Atatürkçü fikir kaybolmayacak, Atatürkçü görüş saptırılmayacaktır.

Gençler unutmamalıdır ki Cumhuriyet Türkiyesi Atatürk’ün görüşleri üzerine kurulmuştur. Mesut ve kuvvetli bir Türkiye ideali, Türk gençliğinin Atatürkçü düşünce ile yoğrulmasına ve bu düşüncenin kuşaktan kuşağa inançla devredilmesine bağlı bulunmaktadır. Esasen kendisi: “îki Mustafa Kemal vardır. Biri ben fanî Mustafa Kemal, diğeri milletin içinde yaşattığı Mustafa Kemal’ler idealidir”  demişti. Bu idealin gerçekleşmesinde bugün gençlere düşen görev ve sorumluluk, Atatürkçü düşünceye sarsılmaz bir inançla bağlanmak, Atatürk’ün ilke ve inkılâplarına bütünüyle sahip çıkmak ve onları ebediyen yaşatmaktır. Türk gençliği için Atatürkçülük, gerçek Atatürk sevgisi, bu olmalıdır.

Atatürk’e göre gençlik, millî şuura sahip ve modern kültürlü olarak yetişmelidir. Gençlerin sağlam ve olumlu bir karakter taşımaları bilhassa önemlidir. Atatürk’e göre gençler, almakta oldukları eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaklardır. Gençler çağdaş eğitim ve öğretim içinde yetişecekler, müspet ilmin ışıklarıyla donanacaklardır.

Atatürkçülükte vatanın bütün ümit ve istikbali genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Zira Cumhuriyeti yükseltecek ve devam ettirecek olan, gençlerdir. Bu sebepledir ki Türk istiklâlini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek koruma görevi onlara emanet edilmiştir.

Atatürk’ün kastettiği ve özlediği gençlik, ayrı ayrı idealler peşinde koşan, bölünmüş ve parçalanmış bir gençlik değildir. Aksine, bütünüyle Türk milletinin müşterek eğilimlerini temsil eden, Atatürkçülük dışında hiçbir yabancı akımın, hiçbir yabancı ideolojinin esiri olmayan bir gençliktir. O gençlik ki memleketin geleceğini çizecek, yarınki Türk toplumunun temellerini daha da sağlamlaştıracaktır. Bunun içindir ki Türk gençliği bir fikir gençliği, bir inanç gençliği, bir ideal gençliği oluşturmalıdır.

Atatürk, gençliğin bu niteliklerle, bu duygularla yetişmesinde, bu kutsal ödevi yerine getirme şerefini özellikle Cumhuriyet öğretmenlerine bırakmıştı. Şu sözleri bu bakımdan büyük değer taşımaktadır: “Memleketi ilim, kültür, iktisat ve bayındırlık sahasında da yükseltmek, milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliştirmek, gelecek nesillere sağlam, değişmez ve olumlu bir karakter vermek lâzımdır. Bu kutsal amaçları elde etmek için savaşan aydın kuvvetlerin arasında öğretmenler en mühim ve nazik yeri almaktadırlar.”
Büyük Atatürk, yine 1937 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarken çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmamız için gerekli yolları göstermiş, memleket davalarının ideolojisini anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak fert ve kurumların yaratılması üzerinde durmuş ve sözlerini şu cümle ile tamamlamıştı: “İşaret ettiğim prensipleri, Türk gençliğinin kafasında ve Türk milletinin şuurunda daima canlı bir halde tutmak, üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen başlıca vazifedir.”

Atatürk’ün bu sözlerini asla unutmamalıyız. Onun ideallerini kendi mevcudiyetimiz için hararetle müdafaa etmeli ve yerine getirmeye çalışmalıyız. Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki bu kutsal vatan, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi çok büyük fedakârlıklarla kazanılmıştır. Bu büyük başarının arkasında -bize bugünü rahat teneffüs imkânı veren- binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı olduğu unutulmamalıdır. Sınırları Atatürk ve Atatürkçüler tarafından çizilen bu topraklarda, onların idealine ters düşen hiçbir akım yeşermek imkânı bulmamalıdır, bulamamalıdır. Gerçek şudur ki, bu topraklarda yeşerecek filizi Atatürk ekmiş, gelişmesini ve korunmasını bize bırakmıştır. Bu bakımdan, gençliği yetiştirmekle görevli Türk öğretmeninden defalarca istediği ve Prof. Şemsettin Günaltay’a bir çalışma esnasında söylediği: “Hocasın, profesörsün! İsterim ki daima idealimi gençlere telkin edesiniz ve daima korumak hususunda çalışasınız!” 8 sözleri Cumhuriyet çocuğu her Türk öğretmenine -gençliğin yetiştirilmesi hususunda- Atatürk’ün bir vasiyeti kabul edilmelidir.

ataturk_resim

Benzer yazı eklentisi bulunamadı.
Bu yazı için bir yorum yap..




        

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır. Yazı ve yorumlar hiçbir şekilde sitemizin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Bunlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
                

Eser Ürküt   Eser ÜRKÜT   eser@egehaberleri.net

 

12 Mart 2023

Viktorya, Seyşeller — Lider kripto türevleri borsası ve Copy Trade platformu olan Bitget, dünya çapında milyonlarca trader tarafından kullanılan bir... devamını oku

 

Zeren Dağdeviren

 

 

  Zeren DAĞDEVİREN   zeren@egehaberleri.net

 

30 Eylül 2020

Merhaba, 2020 Yazına veda ettiğimiz bu günlerde, sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Her yaz genellikle Ege ve Akdeniz bölgelerindeki Antik şehirleri ve ilgimi çeke... devamını oku

 

Hüseyin Bora Çelik

 

 

  Hüseyin Bora ÇELİK   hboracelik@gmail.com

 

Saadete kutlu yürüyüş (1. Bölüm) Rüyaların tılsımına hepimiz elbet inanırız, iyiye veya kötüye yorarız zaman zaman; Bazen “hayırdır inşallah” diyip birkaç gün etkisinde ka... devamını oku

 

Merve Küçük

 

 

  Merve KÜÇÜK   mrv.kck1323@gmail.com

 

 

Aslıhan Uğur

 

 

  Aslıhan UĞUR   aslihanugur81@hotmail.com

 

Ekrem Örsoğlu

 

 

  Ekrem ÖRSOĞLU   zeus@egehaberleri.net

 

Mahmut Taylan Tüfek

 

 

  Mahmut Taylan TÜFEK   mtaylan.tufek@gmail.com

 

18 Nisan 2018

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ne kadar tanıyoruz bunu bilmeden onun hakkında yapılan konuşmalar doğru değildir. Benc... devamı

Melahat Erten Tekeşin

 

 

  Melahat Erten TEKEŞİN   melahattekesin@gmail.com

 

Süleyman Türkoğlu

 

 

  Süleyman TÜRKOĞLU   suleymanturkoglu333@gmail.com

 

 

Ege Haberleri