“Kedi beslemek günahtır, abdest bozar” diyenlerin yazıyı mutlaka okumasını isterim. Ayrıca Allah’ın yarattığı hiçbir cana da kıymayın. Evde kedi beslemek sevaptır, çocuğun merhamet duygusunu geliştirdiği ve eve bereket getirdiği için Peygamber Efendimiz özellikle tavsiye etmiştir. Nice evliya zatların, çoğunun etrafında kedilerin olduğu düşünülürse bu bir rastlantı olmasa gerek.
Kedi beslemek sünnettir. Ancak bir kedi vardır ki, tüm İslam Alemindeki kedilerin kaderini değiştirmiştir. Belki de değiştirmesi görevi ona yüklenmiştir. O’nun adı Muezza’dır. Çünkü o, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in kedisidir. Muezza, birden fazla kedisi olduğuna inanılan Peygamberimizin en sevdiği, bazı kaynaklarda karamel rengi bazılarında da siyah beyaz olduğu söylenen habeş kedisidir.
Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Muezza koymuş. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Muezza’nın soyundan geldiği kabul edilir.
Hz. Muhammed, kedisi Muezza’yı o kadar çok severmiş ki, Muezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed’in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Muezza’yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş. Hatta Hz. Muhammed, kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym “Ya Resul o sudan kedi içti” deyince, Resulullah “Onlar en temiz ağıza sahiptirler” buyurmuş ve abdest almıştır.
Sahâbeler içinde en fazla (5374 adet) hadis rivâyet eden Abdurrahman bin Sahr ed-Devsî’ye, kedilere düşkünlüğü sebebiyle Peygamberimiz (kedicik babası anlamına gelen) Ebû Hureyre lakâbını vermişti. Evliyâ Çelebi, Ebû Hureyre için, “Sağlığında binlerce kedisi vardı. Kabri (aslında makâmı) Mısır’da Giza şehrinde olan bu sahâbenin mezarının etrâfında da nice yüzbin kedi vardır” demiştir.
Kedinin İslam dinindeki yeri çok eski zamanlara kadar dayanır ve dinimizde kediler özel bir hayvan olarak görülür. Kedi dinimizde beslenmesi caiz görülen bir hayvandır. “Kedinin olduğu yerde namaz kılınmaz” anlayışı ise tamamen yanlış bir bilgidir. Kediler pis değildir, gezdiği yerlerde namaz kılınır.
Kedi sahiplenmek isteyen kişilerin genelde ilk aklına gelen sorulardan biri evde kedi beslemenin sağlıklı olup olmadığıdır. Bunun cevabı ise yapılan birçok araştırma ve kedi bakımını üstlenen kişilerin deneyimleri sonucunda ortaya konulmuştur. Eğer kedinin tüm sağlık kontrolleri yapılmış ve gerekli önemler alınmışsa evde kedi beslemenin sizin için pek çok sağlıklı yönü bulunuyor.
Kedilerin sağlıklı etkileriyle ilgili şaşırtıcı bir başka özellik, genelde mutlu olduklarında ya da sevilmek istediklerinde çıkarttıkları, bizim de çok sevdiğimiz mırıltılarının insan üzerinde oluşturduğu etkiler. Bu mırıltıları sevmemizin asıl nedeni ise mutlu olmamızı sağlayan serotonin hormonu salgılamamızı sağlaması. Kediler mırıldanırken 20-140 Hertz aralığında bir titreşim yayıyor.
Kedimizi severken çıkardıkları mırıltıların yaydığı bu titreşimlerin vücudumuz için çeşitli etkileri bulunuyor. Bu mırıltılar, sinirlerimizi yatıştırıyor ve bizi günün stresinden arındırıyor. Kediler mırıldanarak hem kendilerinin hem de etkileşimde oldukları insanların nefes darlığı semptomlarını azaltıyor. Çıkardıkları mırıltıların kan basıncımızı düşürme etkisi bulunuyor. Bu etki özellikle yüksek tansiyon hastaları için oldukça faydalı oluyor. Mırıltıların yaydığı titreşimler, vücuttaki yaraların ve şişliklerin daha hızlı iyileşmesine yardımcı oluyor.
Kendinize bir iyilik yapın ve kedinizin mırıltılarını artırmak için onu daha çok mutlu edin. İkinizin de harika hissettiğinizi göreceksiniz.
Eser Ürküt