Sanata ve sanatçıya değer veren dostlarım, geçtiğimiz hafta Özel Bahçeşehir Okulları‘nın iki yılda bir düzenlemiş olduğu ve bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği bienal etkinliğindeydim. Başta eğitime aşık ve yenilik önderi kıymetli hocamız Enver Yücel’in yönetiminde Türkiye’nin dört bir yanından İstanbul’a getirilip sergilenen birbirinden kıymetli sanat eserlerini gördüğümde gençlerimizle bir kez daha gurur duydum.
Öğretmenlerimizin önderliğinde ve öğrencilerimizin de katkılarıyla sanatın Türkiye’de inanılmaz boyutlara ulaşacağını işaret eden çalışmalarda mesaj netti kanaatimce; “Bekleyin çok yakında ülkemizde Leonardo da Vinciler, Picassolar, Michalengelolar, Salvador Daliler ve niceleri yetişecek” der gibiydi öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz.
Peki Türkiye’de okullarımızda yeni yeni farkına varılan ve olmazsa olmazlarımız olacağına tüm kalbimle inandığım bienal nedir? Ve geçmişine dair neler var aklımızda? Bir eğitimci olarak bunlara değinmekte yararı olduğunu düşündüm ve huzurlarınıza sundum.
Bienal, Fransızca “her bir diğer yıl” anlamına gelen ve iki yılda bir düzenlenen etkinliklere verilen addır. Çoğunlukla kültürel veya sanatsal faaliyetler için kullanılan bir terimdir. En eski bienal 1895’ten beri düzenlenen Venedik Bienali‘dir. Türkiye’de de 1987 yılından beri düzenlenen ve her iki senede bir tekrarlanan Uluslararası İstanbul Bienali bulunmaktadır.
Çağdaş sanatın sergileme geleneği olan bienal kelimesi ilk olarak Venedik’te 1895 yılında kullanılmıştır ve ilk kullanımı plastik sanatlar üzerine olsa da zamanla uluslararası sergi etkinliği anlamı taşımaya başlamıştır.
Sözlük anlamı olarak “iki yılda bir yapılan etkinlik” anlamına gelmektedir. Günümüzde bienaller, en geniş sanatsal etkinlikler olarak karşımıza çıkar ve dünyada küreselleşmeye bağlı olarak ekonomik anlamda bir değer unsuru olurken, kentlerin “ben buradayım” mesajının görkemli bir biçimde dünyaya sunulduğu ortamlar da olmaktadır.
Bienal için birçok farklı tanım yapılmıştır. Genel olarak bu tanımlar öznel değerlendirmeler ile yapılırken, düzenlendiği bölgeye göre karakteristik tanımlamalara da sahip olmuşlardır. Documenta, bienal ismini içermeyen fakat bienal türünde yapılan, bienallerden farklı olarak beş yılda bir düzenlenen bir etkinliktir.
Bir bienalin pek çok farklı teması olabilir. Çünkü her bienal taşıdığı yerel karakterin yanında, bir önceki organizasyondan farklı temaya sahiptir. Her bir tema farklı birer renge benzetilirse, bienaller modern sanatın yıllar içerisindeki gökkuşağı olarak nitelendirilebilirler. Bu gökkuşağındaki her renk, değişim, farklılık, anlayış, zenginlik, düşünceler ve paylaşım gibi birçok kavramı sanatçıların gözüyle sanatseverler ile paylaşır.
Dünyada birçok kentte düzenlenen bienaller amaçlarını tanımlarken değişime, farklılığa ve kültürel iletişime yer veren cümleler kullanmaktadır;
“Güneşi yeniden yaratamazsınız, lakin onun ışığını ulaştırdığı her şeye yetenekli parmaklarda hayat verebilirsiniz. Yeter ki, hayal edin ve gerçekleşmesi için gayret edin”
Tuğba Üçyıldız, Görsel Sanatlar Öğretmeni