Milletine ve vatanına zarar veren hakikat bilgisinden yoksun Kuranı Kerim’in yüce anlamından nasibini almamış, kendilerini ulema sanan okumuş ama bütünüyle kendi çıkar ve menfaatları doğrultusunda bu öğrendiklerini kullanarak devlet yönetimine gelmiş insanları yüce Rabbim kesinlikle hiç sevmez.
Yüce Rabbim devlet yönetiminde hükümdarlık, padişahlık, krallık, imparatorluk, şıhlık gibi tek adama veya kişiye bağlı bir yönetim tarzı istememektedir. Maide Suresi Ayet 41; “Ey resul, ağızları ile iman ettik deyip de kalpleri ile iman etmeyenlere büyük azap vardır” diye buyurmuşlardır.
Eğer isteseydi, bu yönetim tarzını devam ettirirdi. Hangi güç Rabbimin isteklerine karşı durabilir ki. Yüce Allah gerçek manada şekli Cumhuriyet olan demokrasi ile yönetilmesini istiyor. Aslında her anlamda müslüman olan kişiler zaten demokrattır.
Biraz evvel sizlere anlattığım gibi padişahlık, putperestlik devrinden din devleti devrine geçmiş gayri meşru idare tarzıdır ki, Allah ile kulları arasına sokulmuş bir sultadan ibarettir. Aynı zamanda İslam dini sihir, büyü, efsun, üfürükçülük, cincilik gibi bölücülük, fesat, yıkıcı çalışmalar yapan kimseleri de hiç mi hiç sevmez. Zira bunlar devlet ve milletine çok büyük zararlar veren kişilerdir.
İslamiyete ve insanlığa zarar veren bu saltanat yönetimi muaviye devrinde aramıza sokulmuş olup ahlakı tahrip eden kin, nefret, rüşvet, hırsızlık, bölücülük, hakka, devlete, millete zararlı bir yönetim tarzıdır ki, bütün dünya liderleri bunu bildikleri halde gücü elinde bulundurmak amacıyla bencillikleri yüzünden insanlığın yok olmasına sebep olacaklardır.
Mahmut Taylan Tüfek