Bu yaz Ege ve Akdeniz sahillerini tanımak için çıktığım yolculukta, yolum beni Antalya Kemer‘e götürdü. Birçok arkadaşım Kemer’e gidersen mutlaka Yörük Parkı’na git demişti. Bana da gitmek kısmet oldu. Çam ağaçlarının içinde, yörük geleneklerine uygun çadırları ve çeşitli objeleri gördükten sonra, yöresel yemeklerinden tatmak için lokantasında otururken, yakınlardan gelen tulum sesi ilgimi çekti.
Etrafa baktığımda, uzun boylu, uzun saçlı bir gencin, deniz ve çamların birbirleriyle buluştuğu bir köşede tulum çaldığını gördüm. Tulum sesine, Karadeniz şarkılarına ayrı bir sevgim ve ilgim vardır. Hemen oturduğum yerden fırlayıp, yanına gittim. Bir an kendimi Karadeniz’de bir konser dinletisinde bulduğumu sandım. Müzik bittiğinde içimden “Biraz daha, biraz daha çal” diyordum. Yanına gidip kendimi tanıttım ve Onu tanıdım.
Mustafa Gökay Ferah,
Rize Hemşin’de 1986 yılında doğmuş. İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu, halen master öğrencisi olduğunu, bir okulda müzik öğretmenliği yaptığını öğrendim. Benim için müzik denince akan sular durur. Karşımdaki genç ve tutkulu biriyse ilgim daha da artar.
Çünkü sanata, müziğe, edebiyata gönül veren bu gençleri desteklemek, bizim gibi belli yaşlara gelmiş insanların yapması gereken en önemli görevdir diye düşünürüm. Mustafa Gökay, benim bitmeyen sorularıma, yüzünde hiç eksilmeyen tebessümüyle yanıtlıyor. O da arada bana sorular yöneltiyordu. Sohbetimiz sırasında Yörük Parkı’nın yöneticisi ve işletmecisi Cemal Şahin İyicil de aramıza katılınca, çok güzel konulara değindik ve bilgilendik.
Hatta kendisinden tulumu ile bize bir şarkı çalmasını rica ettiğimizde bizi kırmadı ve “Bir başkadır benim memleketim” şarkısını hem çaldı, hem söyledi. Sonradan öğrendim, bu tarz eserleri tulum ile çalmanın zor olduğunu. Ne güzel bir rastlantı. O gün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ydı.
16 yıldır, solist ve icracı olarak çalıştığını, birçok sanatçıya eşlik ettiğini anlattı. Mustafa Gökay’ın, grubuyla birlikte, iki buçuk yıl gündüz, gece emek ve çabalarıyla 13 parçadan oluşan solo Çise Albümü’nü hemen aldım ve dinlediğimde, çok duygulandım. Eserlerin çoğunun beste ve sözü kendisine ait. Ayrıca diğer besteci ve söz yazarlarından da şarkılar var. Mtashi Salamurs sözleri Gürcüce, Nana’nınki Lazca, Duman Aldı dağları, Yağmur hüzünlü parçalarından ikisi. Daha sevmem Sevdaluk, İnce Maraz parçalarını dinlerken, kah duygulandım, kah oynadım. Sanki Karadeniz’in dumanlı dağlarına çıktım. Yemyeşil yaylalarında horon teptim. Bir şarkı vardı, tulum sesi ön plandaydı Yüreğimi Aldi ismi üstünde ALDİ beni götürdü. Çise Albümü, TV programlarında, dijital ortamlarda da yer alıyormuş, dinlemenizi tavsiye ederim.
Sevdiği sanatçılar arasında, Kazım Koyuncu, Fuat Saka, Volkan Konak… Karadeniz’li yerel sanatçılar, Remzi Bekar, Neşet Ertaş, Aşık Veysel gibi unutulmayan değerlerimiz var. Çaldığı enstrümanlar, tulum, gitar, piyano ve dilsiz kaval.
Tulum hakkında bilgi istediğimde, şöyle özetledi. Tulumun içi oğlak derisinden yapılırmış, üstündeki kılıfı ise sanatçının, tercihine göre her hangi bir kumaştan olabilirmiş. Boyutları yine sanatçının seçimine kalmış. Nav bölümü ahşap, icranın yapıldı yer, ağızlık bölümü ahşap, üflemeye yarıyormuş. Tulum ile Gayda aynı ailedenmiş. Sadece notalarda değişiklik oluyormuş, aralarında büyük bir fark yokmuş.
Sohbetimiz hiç bitmesin istedim. Ama zaman, siz farkında olmadan ilerliyor. Bir bakıyorsunuz, gün yavaş yavaş size veda etmeye başlıyor. Biz de bu nedenle bir başka gün buluşmak dileğiyle ayrıldık…
İşte hayatın bu yanını seviyorum. Karşımıza çıkardığı sürprizleri.. Tanışmadığımız, ama tanışınca mutlu olduğunuz, bir şeyler paylaştığınız, öğrendiğiniz insanlar.
Karadeniz neresi Akdeniz neresi… hani derler ya “Dağ dağa kavuşmaz, İnsan insana kavuşur”. Ülkemizin, insanımızın en güzel, en özel yanı bu. Eğer konular, bilgiler samimi ve doğruysa, bir gün, bir yerlerde tanışır, paylaşır ve dostluğa adım atmış olursunuz. Yeter ki, kardeşçe ve dürüstçe olsun her şey.
Mustafa Gökay Ferah, önünde uzun yıllar var. Her adımında, başarılarına, başarılar eklensin. Müziğin her zaman kulaklarımızda çınlasın dursun. Seni tanıdığım için çok mutlu oldum, Teşekkürler.
Her gününüz dünden daha iyi olsun. Zeren Dağdeviren.