Ata binmek acaba neler katıyor insanlara. Hiç düşündünüz mü binicilik sporunun özelliklerini? Temiz kıyafetler, beyaz pantalonlar, papyonlar ve atın üzerinde asil bir duruş. Hepsinden önemlisi çocuğunuzun özgüveni gelişir, cesareti artar, hayvan sevgisi oluşur, liderlik vasfı ön plana çıkar. Güzel değil mi?
Küçük yaşlarda ata binmenin faydalarınından en önemlisi, Liderlik vasfının gelişimi, at üzerinde denge ve kontrolü sağlayarak vereceği kararın doğruluk yüzdesini artırmasıdır. İçine kapanık, özgüveni düşük çocukların bir aylık eğitim sonucu bambaşka bir bireye dönüştüğü gözlemlenmiştir.
Ülkemizde binicilik dendiğinde ilk akla gelen at yarışları. Öyle ki, Gazi Koşusu’nun olduğu gün yer yerinden oynar, herkes bir anda atlarla haşır neşir olur. Gerek sosyal gerek sportif anlamda her yaş grubuna hitap eden, doğayla iç içe bir atlı spor kulübüne gelip atlarla ilgilenebilir, onları sevebilir, çocuğunuzun henüz erken yaşta duyarlılığa sahip olmasını sağlayabilirsiniz.
Eğitimin verildiği yaş sınırı ise oldukça düşük. Çocuklar 6 yaşından itibaren haftada bir ya da iki defa at binmeye başlıyor. Öncesinde de at sevgisini aşılamak için tanışmalar gerçekleşiyor ki, ileride zorluk çıkmasın.
İnsanlardaki genel algı atlı sporların pahalı ve elit olduğu yönünde. Bu yoruma katılmıyorum. Eğer size ait bir at yoksa, profesyonel anlamda sportif faaliyetlere katılmayıp yalnızca hobi olarak binicilik yapıyorsanız diğer sporlardan pahalı olduğunu ileri sürmek yanlış olur.
Eğitim sürecinde verilen dersler ortalama 30 dakika sürüyor. Bir atı tek başınıza kontrol edebilecek kapasiteye erişmeniz için 5-6 defa binmeniz gerekir. Buna kendinden utanmayacak şekilde at binme denir ki, bu da ortalama bir sene civarıdır.
Atlı Spor Kulüblerinin bünyesinde küçük yaştaki çocukların eğlenebileceği, binicilikle ilgili temel hareketleri öğrenebileceği oturma, denge, uyum sağlama temel eğitimi verilir. Binicilikte bacak adalelerinizi pres yaparak sıkıştırıyorsunuz ve bu gücün etkisini görüyorsunuz. Bu dayanıklı bir vücuda sahip olmanızı sağlıyor.
ABD’de belirli enstitüler tamamen bilimsel temele dayanarak atların depresyon başta olmak üzere pek çok hastalığa iyi geldiğini ortaya koymuş. Binici doğru teknikleri uygulayıp atlara o şekilde yaklaşırsa karşılığını da görüyor. Bir nevi ayna gibi. İyiyseniz iyi, kötüyseniz kötü karşılık görürsünüz.
Mesela ortalama 30-35 kilo civarında olan bir çocuk 400-700 kilo arasındaki bir ata bindiği zamanla aradaki muazzam farkı kabul eder ve ona göre davranır. Atını yönetmeyi öğrenir, onu benimser. Büyümeye başladığı zaman kötü alışkanlıklara da bulaşmaz ki, atıyla arası bozulmasın. Gerçekten de at o kadar duyarlı ki, en ufak bir şeyi algılayabilir.
Çocuklarınızı değişik sosyal ve fiziksel aktivitelerle uğraşmasını sağlayabilirsiniz. Bu konuda eğilimlerini de dikkate alarak kurslara, faaliyetlere götürüp hem eğlenmesini hem de fiziki ve ruhi gelişimini olumlu katkılarla donatıp daha sağlıklı bir birey olmasını sağlamış olursunuz.
Sevgiyle kalın. Eser Ürküt.