Armağan Şenol ile geçen yaz (2015) Avşa Adası’nda karşılaştım. Eşi Ayla Hanım ile tatil için gelmişler ve günlerini yüzerek ve yürüyüş yaparak geçirdiklerini söylemişlerdi. Kaldıkları otelde oturup kahvelerimizi yudumlarken sohbete başladık. Konu müzik olunca ve karşınızda bu konuyu en iyi bilenlerden biri, bir usta oturuyorsa, size soru sormak değil, sadece onu dinlemek düşer.
1928 yılında Beşiktaş’ta doğan Armağan Şenol, Çanakkale ve İzmir’de büyümüş, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamlamış, üniversiteyi Amerika’da “Academy of Music” de okumuş ve mezun olmuştur. Amerika’da kaldığı süre içerisinde gece kulüplerinde çalışmıştır. 1972 yılında çalıştığı, bir Yunanlıya ait olan “Foti Gece Kulübü”, Errol Flynn, Richard Burton gibi ünlülerin gittiği bir kulüpmüş. Sohbet sırasında,
“Orada çalışmak unutamadığım bir anımdır ve bana çok şey kazandırmıştır..” diyerek uzaklara dalıp gitmişti.
Türkiye’de bulunduğu yıllarda ilk profesyonel çalışmasına 1946 yılında, bir barda, gecede iki buçuk lira alarak başlamış. Söylediği ilk şarkı “Never Know You” imiş. Sekiz dilde şarkı söyleyen, yedi bine yakın repertuarı olan; piyano, bas ve bateri çalabilen,
“Benim tutkum, sevdam şarkı söylemek, iyi bir yorumcu olabilmekti..” diyen gerçek bir yorumcu, bir müzik adamı Armağan Şenol…
Sohbet süresince en çok dikkatimi çeken, ilerleyen yaşına rağmen kırlaşmış saçlarının dışında değişen bir şey görememiş olmamdı. Bunun sırrını sorduğumda, “Spor, spor, spor”, dedi. İzmir’de, yüzme ve sırık atmada şampiyonlukları olduğunu anlattı. Bazı ortamlarda nadiren içki içtiğini, sigarayı ise hiç kullanmadığını söyledi.
İzmir’de çalışırken bir gün Fehmi Ege, Şenol’u arayıp İstanbul’a davet ediyor. Müzikle ilgili açılacak olan radyo sınavına katılmasını istiyor. Şenol hemen hazırlanıp İstanbul’a gidiyor. Sınava giriyor ve kazanıyor. Aynı sınava katılan Celal İnce, Yaşar Güvenir, Nihat Baysal ve birkaç kişi de başarılı oluyor. İstanbul Radyosu’nda tam 22 yıl çalışıyor.
Bir gün, Beyrut’tan bir iş teklifi alınca istifasını veriyor ama emeklilik hakkını da kaybetmiş oluyor. Beyrut’ta “Casino Di Liban” adlı gece kulübünde çalışmaya başlıyor. Ne yazık ki, Beyrut’u yerle bir eden olayların çıkması ile iki ay çalışabildiği o yerden ayrılmak ve Türkiye’ye dönmek zorunda kalıyor;
“Hayatta yaptığım ve beni üzen hatalarımın en önemlisidir..”, diyerek bu anısını da benimle paylaştı.
Sohbetimiz boyunca, eşi Ayla Hanım bizi ilgiyle dinliyordu. Bazen konuşmalarımıza bir iki cümle ile katılıyordu. Yıllar önce, Armağan Bey’in hayranlarının aşırı ilgisine kızar ve o kişileri uzak tutmak için çaba gösterirmiş.
Armağan Bey, Ayla Hanım’ın ellerini tutarak, “O günler geçip gitti; biz bu günlerin tadını çıkaralım”, diyerek gülümsedi.
Uzun süren evliliklerinde iki çocukları olmuş. Oğulları Arda Şenol İsviçre’de evlenmiş, gece kulüplerinde piyanosunun eşliğinde şarkılar söylüyormuş. Kızları Parla Şenol, çocuk yaşta başladığı sinemaya 47 başrolle emek veren, hepimizin tanıdığı, sevdiği bir sinema yıldızıdır.
Müzikle geçen bir ömür, uzun yıllar paylaşılmış, yaşanmış bir evlilik; Neşeli, samimi ve sevgi dolu bir sohbet…
Teşekkürler Armağan Şenol… Size mutluluk ve sağlık dolu bir yaşam dilerim.
İYİ Kİ VARSINIZ…
Her gününüz dünden daha iyi olsun…
Zeren DAĞDEVİREN