ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) 2002 yılında 12 Haziran’ı çocuk işçiliğine karşı farkındalığı arttırmak için “Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Günü” ilan etti. Bu yıl da, “çocuk işçiliğine hayır, kaliteli eğitime evet” teması ile her çocuğun sahip olduğu eğitim hakkına vurgu yapıyor.
Çocuk işçiliğinin bu şekilde hala sürüyor olmasının nedenleri yetişkinlerin yoksulluğu ve insana yakışır işler olmayışı, sosyal koruma yoksunluğu ve istihdama kabul için yasal olarak belirlenen asgari yaşın altındaki tüm çocukların okula gitmelerinin sağlanamamasıdır.
Türkiye’de çocuk işçiliği tahminlerine bakıldığında, en son verilere göre 6 ile 14 yaşlar arasında 292 bin, 6 ile 17 yaşlar dikkate alındığında ise 893,000 çocuğun çalışma yaşamında yer aldığı tahmin edilmektedir.
Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü bu yıl, çocuk işçiliği sorununu çözmede temel bir adım olarak kaliteli eğitimin önemine odaklanmaktadır. İstihdama kabulde asgari yaşa gelinceye kadar sağlanacak ücretsiz ve kaliteli zorunlu eğitim, çocuk işçiliğine son verilmesindeki en önemli unsurdur. Okula devam etmek, çocukları işgücü piyasasından uzaklaştırırken, ilerideki kazançlı işler için gerekli becerilerin edinilmesi için zemin oluşturur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesinde Yerel Kaynakların Etkinleştirilmesi Projesi” kapsamında, Temmuz 2013’te, 5 pilot ilde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri bünyesinde (Gaziantep, Adana, Şanlıurfa, Ordu, Kocaeli), “Çocuk İşçiliği İzleme Birimleri” kurulmuştur.
Bu birimlerin öncelikli amacı il düzeyinde kurumlar arası etkin bir işbirliği kurarak çocuk işçiliği ile mücadeleyi yerel düzeyde güçlendirmek ve ayrıca çalışan çocukların sayılarının, yoğunluklu olarak çalıştıkları sektörlerin, yaşadıkları bölgelerin tespit edilerek il düzeyinde bu konuda alınacak önlemlerin ve uygulanacak politikaların belirlenmesine katkı sağlamaktır.
Türkiye’de çocuk işçiliğinin en önemli nedenleri; yoksulluk, göç, geleneksel bakış açısı, eğitim olanaklarının yetersizliği ve etkin uygulanamamasıdır. Bu nedenlerin her biri bir diğerinin hem nedeni hem sonucu olabilmektedir. Bu nedenle; bir kısır döngü ortaya çıkmaktadır. Araştırmalar çocuk işçiliğinin ana nedeninin yoksulluk olduğunu göstermektedir. Eğitim sorunu, çocuk işçiliğinin önemli bir boyutu olup yoksulluğu da yaratan etkenlerin arasında yer almaktadır.