Yaşar Yılmaz, 1949 Yılında Adana’ya bağlı Tufanbeyli’de doğdu. Babası çiftçi, annesi ev hanımı bir ailenin ilk çocuğu idi. Onunla 1974 yılı temmuz ayında, THY’de birlikte çalıştığım arkadaşım Sevgi Kromer ile evlendikleri gün tanışmıştım. Birlikte iyi ve zor günleri paylaştığımız bu iki insanla 40 yıldır dostluğumuz devam ediyor.
Yaşar Yılmaz, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Üniversite yıllarında İTÜ Öğrenci Cemiyeti Başkanlığı yaptı. Mesleği ile ilgili ve “Hakkari’deki Zap Suyu Devrimci Gençlik Köprüsü” eyleminin örgütlenmesine ve bitirilmesine öncü oldu. Kendilerine en büyük desteği Rahmetli usta gazeteci Apdi İpekçi, Milliyet Gazetesi’nde bir kampanya başlatarak vermişti.
12 Mart ardından tutuklandı. Maltepe ve Selimiye Cezaevlerinde yattı, işkenceler gördü. Cezaevi arkadaşlığı yaptığı Yılmaz Güney’in “SANIK” adlı öyküsüne konu oldu. 1975 yılında “SÖZ SANIĞIN” adlı bir kitap yazdı. Yaşadıkları, mahkeme tutanakları ve benzeri bilgileri anlattı. Başka kitaplara da imza attı. Beş buçuk yıl süren tutukluluktan sonra, hapisten çıkınca zor günler geçirdi.
Yılmadan çalıştı. Bir gün karar verdi ve mühendisliği bıraktı. “Ülkem için bir şeyler yapmalıyım” dedi. Bütün Ülkeyi 2,5 yıl karış karış dolaşarak çoğu terkedilmiş 115 antik kentteki 119 antik tiyatroyu inceledi. “Anadolu Antik Tiyatroları” Adıyla bir Kitap çıkardı. Bu çalışması Kültür Bakanlığı’nda ilgi görmesine rağmen, nedense üniversiteler bu önemli araştırmayla ilgilenmedi. Yılmaz’ı Avusturya Kültür Bakanlığı, Salzburg’daki Mozart Üniversitesi “Antik Çağda Akustik ve Ses Dağılımı” konusunda bir konuşma yapmaya davet etti. Çünkü 2 önemli bulgu keşfetmişti.
1nci Bulgu : Sesin iletilmesi.
2nci Bulgu : İlk tiyatronun Antik Yunan Uygarlığı döneminde değil, Erken Dönem Medeniyetlerinde yapılmış olmasıydı.
Ve ilk açık hava tiyatroları taş değil, ahşaptı. Yaşar Yılmaz araştırmaları sırasında Antik Çağla ilgili bilgi noksanlığı gördü. Ve Türkiye’nin Antik Kentleri adında, 118 Antik Kentle ilgili çalışmasını İngilizce ve Türkçe olarak bir rehber kitap yazarak değerlendirdi. Turizmle ilgili herkesin okuması gereken bir kitap…
Sekiz yıl önce, Anadolu’dan yağmalanan tarihi eserlerin peşine düştü. Fransa, İngiltere, ABD, Rusya, Avusturya, Yunanistan, Almanya’ya gitti, yüzlerce müze gezdi. Seksenbin eseri buldu ve fotoğraflarını çekerek belgeledi. Soyguncu Ülkeler, Anadolu’da hala kazıya devam ediyorlar. Nasıl bir Ulus bilinci yoksulluğu var ki, bu güne kadar ses çıkarılmamış ve hala çıkarılmıyor. Örneğin; Berlin’de “Bergama”, Viyana’da “Efes” adları kullanılarak müzeler açılmış. Ve aynı Ülkelerin Arkeologları soydukları yerlerde kazılara devam ediyorlar. Şaka gibi.
Yurtdışındaki müzelerden her çıktığımda kalbime bir sızı saplanıyor diyen Yaşar Yılmaz Türkiye’den kaçırılan 80 bin civarındaki eseri geri getirebilmek için var gücüyle çalışıyor. Amacı Türkiye’den yurtdışına kaçırılan bu eserleri belgeleyerek, gelecek kuşakların bunlara sahip çıkmasını sağlamak.
Yıllardır araştırdığı, durmaksızın çalıştığı, bu konuyu bizlere ve geleceğimize bir armağan olarak yazıya döktüğünde, onun ve eşinin nasıl heyacanlandıklarına şahit olmak ve kahramanını sizlere imkanarım nispetinde tanıtmak istedim.
Uzun bir emeğin ardından “Anadolu’nun Gözyaşları” adını verdiği kitabını yakın bir zaman önce kaybettiği ve Anadolu Kadınının her özelliğini taşıyan Annesine ithaf eden Yaşar Yılmaz’ı kutlamak istiyorum. Destanlar yazmış 68 KUŞAĞI’na gönül vermiş, hizmet etmiş, önce ÜLKEM demiş bir DEVRİMCİYE sonsuz teşekkürler…
Her gününüz dünden daha iyi olsun. ZEREN DAĞDEVİREN.
Söz Sanığın bir siyasi savunma örneğidir. Yılmaz Güney “Sanık” adlı belgesel öyküsünde, Sanık Yaşar Yılmaz’ın Kontr-Gerilla’nm Erenköy merkezindeki işkence ve sorgusunu anlatmıştı. Bu kitap, sanığın mahkemedeki savunmasıdır. Bu nedenle de Sanık öyküsünün devamı sayılır. Yaşar Yılmaz, siyasi karmaşa ortamlarında herkesin sanık olabilirliğinin altını çiziyor. Türkiye ve dünyadaki siyasi tertiplerin örneklerini veriyor. Siyasi tertiplerin, işkencenin halen sürdüğü günümüzde, hepimizin bu kitaptan öğrenecekleri var.