Gerçekten de rakipsiz bir tutkudur ayakkabı. Ona yakın rakibi çanta bile ikinci planda kalmaktan kurtulamamıştır. Araştırmalar günümüz kadınlarının on yıl öncesine göre iki kat fazla ayakkabıya sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Ayakkabıda hemen her trend kadınlar tarafından hızla benimseniyor. En tutucu kadınlar bile ayakkabı söz konusu olduğunda cesur seçimler yapmaktan geri kalmıyor. Ayakkabı da en fantastik modeller bile kadınlar tarafından rağbet görüp satın alınıyor. Peki nedir bu ayakkabı tutkusu?
Ayakkabının sadece ayağı koruyan bir kap olarak algılanması anlayışı bundan binlerce yıl önce değişmiş gibi görünüyor. Eski Mısır yazıtlarında kadınların terzilerden çok ayakkabı ustalarına değer verdikleri ve onları birer sanatkar gibi gördüklerine dair bilgiler mevcut. Ayakkabı yapım tekniklerinin gelişmesi ile birlikte ayakkabı kadını bütünleyen, onunla özdeşleşen bir giysiye dönüşmüş.
Antropologlar kadınların yüksek topuklu ayakkabılardan vazgeçememesini avcı toplayıcı bir yaşam tarzının hüküm sürdüğü paleolitik döneme kadar götürüyor. Kadının daha uzun dallara uzanabilmesi, daha hafif adımlarla yürüyebilmesi ve sosyal hayatta daha çekici görünebilmesi için geliştirdiği güdülerin günümüz kadınlarının bilinç altında ciddi bir etkide bulunduğuna dair tezler söz konusu. Bu tezi savunanlar erkeklerin de daha iyi avlanabilmek için yere sağlam basma gerekliliği yüzünden düz ve geniş tabanlı ayakkabılara rağbet ettiği yönünde.
Bugün avcılık ve meyve toplayıcılığı yapanların tercihleri bambaşka olsa bile giydiğimiz ayakkabılar sosyal konumumuzdan, ekonomik durumumuza kadar pek çok şeyi ele veriyor. Hatta özel tasarım bir ayakkabı için sıra beklemek bir çeşit prestij olarak görülüyor ve kadınlar her an kimsede olmayan, kendilerine özel ayakkabıların peşinden koşuyor. Her kıyafet için bir ayakkabı satın alınan günlerde yaşıyoruz. İnternetteki alışveriş sitelerinde ayakkabı kampanyalarının bu kadar rağbet görmesinin bir sebebi de bu.
Topuk boyları da sosyo-ekonomik dalgalanmalardan etkileniyor. Uzmanlar ekonomik sıkıntı dönemlerinde kadınların etek boylarının uzadığını ve topuk boylarının da kısaldığını belirtiyorlar. Refah dönemlerinde ise etek boyları kısaldığı gibi topuk boyları da uzuyor. Gerçekten de uzun topuklar daha yüksek bir yaşam statüsü imajını güçlendiriyor.
Evet, itiraf ediyoruz. Ayakkabıları seviyoruz… Hem de çok seviyoruz! Hatta bazılarımız için iş fetişist denilecek kadar ileri gidebiliyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Artık araştırmayla da kanıtlandı. Amerikan Association for Consumer Research firmasının yaptığı araştırmada ortaya çıkan rakamlar durumu teyit ediyor!
* Kadınların ortalama olarak minimum 14 çift ayakkabısı var.
* Araştırmaya katılan kadınların %43’ü, davet edildikleri güne uygun bir ayakkabı bulamadıkları için önemli bir daveti geri çevirmişler.
* Kadınların %31’i renkli ayakkabıları tercih ediyor. Sonra giymeseler bile!
* Kadınların üçte birinin mutlaka hiçbir zaman giymeyeceği bir çift ayakkabısı var ve bunu inatla saklamaya devam ediyorlar.
Eee, bu maddelerden hangileri sizi ifade ediyor?