Türkiye’de faaliyet gösterdiği ileri sürülen terörizmle suçlanan gizli-silahlı örgüte Ergenekon denildi. Bünyesinde asker, polis, gazeteci, akademisyen üyeleri olduğu iddia edildi. Ergenekon’a atfedilen eylemler arasında 2003-2004 yıllarında AKP hükümetini devirmeye yönelik darbe planları, 2006’da bir yüksek yargıcın öldürüldüğü Danıştay saldırısı, 2007’de Malatya’da üç Hıristiyan’ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı da yer aldı. 2007’de başlayan Ergenekon Davası kapsamında TSK’nın en üst düzey komutanları, çok sayıda gazeteci ve avukat tutuklanmıştı.
Ergenekon sanıkları tek tek tahliye edilmeye başlandı. Ergenekon davası sanıklarının avukatları, Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ için verilen kararı dikkate almıştı. Avukatlar, dilekçelerinde Başbuğ için verilen “Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” yönündeki yüksek mahkeme kararının tüm sanıkları ilgilendirdiğini, Başbuğ için verilen tahliye gerekçelerinin kendileri için de geçerli olduğunu belirtmişti.
Özel yetkili mahkemeleri kaldıran ve tutukluluk süresini 7.5 yıldan 5 yıla indiren yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, Ergenekon sanıklarından 5 yıldan fazla cezaevinde bulunan tutuklulara tahliye yolu açılmıştı. Ancak, 13. Ağır Ceza Mahkemesi; Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker ve Levent Göktaş’ın da aralarında bulunduğu Ergenekon sanığı 33 tutuklunun tahliye taleplerini reddetti. 13. Ağır Ceza’dan “Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran yasa, Anayasa’ya aykırıdır. Bu konuyla ilgili karar HSYK tarafından verilmelidir. Konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne de başvurduk” açıklaması geldi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına ilk tepkiler sanık avukatlardan geldi. Avukat Hüseyin Ersöz, “13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ne yazık ki, kendini meclisin üstünde görmeye başlamıştır. Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir ama Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durdurma verene kadar kanun yürürlükte ve onu uygulamak durumundadır” dedi. Karar, sosyal medyada tepkilerin hedefi oldu.
21. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tahliye kararları gelmeye başladı. İlk olarak Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker için tahliye kararı açıklandı. Arkasından, 2. Ağır Ceza Mahkemesi’den Avukat Kemal Kerinçsiz, 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Danıştay saldırısı sanığı Alpaslan Aslan, Albay Dursun Çiçek ve Eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin için tahliye kararı geldi. Bu tahliyelerin ardından Yalçın Küçük, Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Jandarma Eski Genel Komutanı Şener Eruygur, Emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Alaaddin Sevim ve Gazeteci Merdan Yanardağ için de tahliye kararı çıktı. Dursun Çiçek; Balyoz davasından hüküm giydiği için, Alpaslan Aslan da 3 davadan kesinleşmiş cezası olduğu için cezaevinden çıkamayacak. Tahliye dalgasında bir dikkat çekici isim de Doğu Perinçek oldu.
Tahliye kararlarının ardından ilk serbest kalan isim Gazeteci Tuncay Özkan oldu. Özkan, çıkışta cezaevinde 6 yıl kaldığına gönderme yaparak, “Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, bizim yaşadıklarımızdan daha ağır. Bugün çıkarken dahi aldıkları tavır ibretliktir. Şeytanla yatağa girdiler, çarpıtılarak çıktılar” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin kaldırılmış bir mahkeme olduğunu hatırlatarak, “Burada görevli hakim ve savcıların görevleri sona ermiştir. Karar verme yetkileri yoktur. HSYK’yı göreve çağırıyorum” dedi. HSYK da, tahliye taleplerini reddeden 13.Ağır Ceza Mahkemesi hakkında inceleme başlattı.
Yargıtay Eski Başkanı Sami Selçuk, “Artık kendimizi düzeltmemiz gerekir” derken, mahkemeler arasındaki görüş farklılıklarının “Hukuk nasıl işliyor?” endişelerini haklı kıldığını söyledi. Ortada açıklanması zor bir durum olduğunu belirten Selçuk, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye taleplerini reddederken nasıl hareket ettiğinin açıklanması gerektiğini söyledi. Eski Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Mete Göktürk de, mahkemeler arasındaki görüş farklılığını tam bir hukuk karmaşası diye niteledi. Göktürk, “Bu kararlara itiraz etmek halen mümkün. Tahliye kararı verilenler çıkacaktır, asıl mağdur olanlar tahliye kararı verilmeyenler” dedi.
Ergenekon davasından cezaevinde olan Danıştay cinayetinin faili Alparslan Aslan da tahliye bulundu. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin İlker Başbuğ için verdiği karar örnek gösterildi. Eşitlik ilkesi gereği mahkeme kararının tüm tutuklu sanıklar için uygulanması gerektiği belirtilen dilekçede tüm sanıkların tahliyesine karar verilmemesinin sorunlu olduğu iddia edildi. Tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, ilk tahliye olan isim Hrant Dink cinayeti davası sanığı Erhan Tuncel’di.