İnsan beyninin çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu hepimiz iyi biliriz. Burada sizlere tıp bilgisi, anatomi dersi verip ahkam keseceğimi lütfen düşünmeyin. Ben madalyonun diğer yüzüne bakıyorum. Hafızalarımızı bir yokladığımızda birçok şeyin hatırlanmadığını, unutulduğunu görürüz.
Kafalarımızı lüzumsuz bilgilerle doldurmamız ve meşgul etmemiz tabi ki, doğru değildir. Fakat neyin ne zaman lazım olacağını kestirmemiz çok zor. Adeta bilgisayarlarda olduğu gibi geçici ve gereksiz bilgileri geri dönüşüm kutusuna atarız. Biz bu bilgileri lazımsa geri çağırırız, eğer değilse o zaten kendini belli periyotlarla tamamen siler.
Unutamadıklarımız nelerdir biliyor musunuz? Bizi derinden etkileyen olumlu ve olumsuz olaylardır. Çok iyi ve çok kötüler maalesef unutulmuyor. Unutulanlar ise arada kalan sıradan bilgiler ve yaşanmışlıklardır. Örneğin bir öğretmen yıllar geçse de unutamadığı öğrencileri olur. Hepsini hatırlaması zaten mümkün değildir. İz bırakan öğrenciler tabi ki, unutulmazlar.
İlk intiba ve dış görünüş çok önemlidir. Algı yönetimi ve hafızalama bu doğrultuda olur. Farklı ve sıra dışı olaylar karşısında çok etkileniriz. “İlk bakışta aşık oldum” sözü bu ifadeyi doğrular gibi. İyi giyimiyle, etkileyici sesiyle, özgün duruşuyla nefesinizi kesen kişi ilk izlenimler geçip gerçek bir tanışma ortamı sağlandığında belki de aranılan özelliklere muvaffak olunamamasından heyecanınızı kaybetmenize vesile olabiliyor.
Aklımıza Nasrettin Hoca’nın kürkü geliyor. Hoca bir gün gayet günlük kıyafetlerle bir düğüne gitmiş, kimse onunla ilgilenmemiş. Evine gitmiş ve kürkünü giyip düğüne geri dönmüş. İnsanlar etrafında pervane gibi dönmeye başlamış. Hoca da kürkünün bir ucunu önündeki çorbanın içine sokmuş ve herkes ona bakarken ağzından şu sözler dökülmüş; “Ye kürküm ye, bu çorba benim değil, senin hakkın”. İnsanlar yaptıkları hatayı anlayıp, hocadan özür dilemişler.
Bu yüzdendir ki, kılık ve kıyafetimize çok önem vermeliyiz. İnsanlar dış görünüşleriyle karşılanır, bilgileriyle uğurlanırlar. Sıradanlık bizlere yakışmaz. Her şeyden önce kendimize olan saygıdan dolayı bunu yapmalıyız. Bakımlı insanın ruhu da genç kalır, hayat dolu olur.
İki göz yaşı, bir sızlanma karşısında yelkenleri aşağı indiriveriyoruz. Toplumsal psikoloji penceresinden baktığımızda mağdurun, zarar görenin, mazlumun yanında yer alıyoruz. Sahte göz yaşlarına tamah edip objektif davranamıyoruz. Hele etkileyici bir şiir dinleyip iyi hatiplik yapan karşısında duramayıp iktidara giden köprünün temelleri atılmış oluyor.
Benim milletim neleri unuttu, elbet bunları da unutur. Sevgiyle kalın..