92 yıl önce bu gün, yani 19 Eylül 1921 tarihinde, TBMM aldığı kararla, ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e Gazi ve Mareşal unvanlarını veriyor. Ülkemizde ve dünyada “gün” etkinlikleri ile birçok konuya dikkat çekilip, tanıtım ve içeriğinin yanı sıra kutlamaları yapılmaktadır.
Binlerce şehit ve gaziye sahip ülkemizde, onurla yaşamını sürdüren gazilerimiz için bir etkinlik gününün olmamasına dikkat çeken, gazilerimize ait sivil toplum kuruluşları, manevi anlamı olan bu günün onurunun gazilerimizle paylaşımını sağlamak için 2002 yılında TBMM kararı ile 19 Eylül günü Gaziler Günü olarak, yasalaştırılmıştır.
Şehitlik ve Gazilik makamları, erişilmesi zor kutsal bir makam olarak tarihimizde her daim onurlandırılıp, nurlandırılmıştır. Bu günde de şehitlerimizi saygıyla anıp, gazilerimizi onurlandıracağımız bir gerçek, ama yeterli mi?
Şehit Aileleri ve Gazilerimizin yaşam içerisinde karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri ve yaşam seviyelerinin yükseltilebilmesi için çağdaş ve yeni projeler üretmemiz gerekmiyor mu?
“Ya istiklal, ya ölüm!” bu yürekle kurtuluş savaşını yaşayıp, bugünkü Cumhuriyetimize ve sınırlarımıza sahip olanların evlatları bizler değil miyiz?
Vatanı ve milleti için gözünü kırpmayan, destanlar yazdıran şanlı ordumuz, sadece kendi vatanı için değil, dünya barışı için de varlığını ortaya koyup, bu mücadelelerde Şehit ve Gazi kazanımlarının onuruna nail olmuştur.
Mehmetçik, 1950-1953 yıllarında Kore’de,1974 yılında yine barış için Kıbrıs’ta, BM kararlarıyla Bosna-Hersek, Kosova, Somali’de şanlı bayrağımızı dalgalandıran, bu milletin bağrından çıkan Türkiye Cumhuriyeti Ordusu.
Sayfalara sığdıramayacağım kadar kahramanlıklara imzasını atmış, Destanlar yazdırmış Yüce Türk Milletinin kahraman evlatları; Ne yaparsak yapalım, hak ettiğiniz değeri size vermemizin imkanı olmadığını biliyorum. O değeri hangi ölçüye alabiliriz ki?
İşgal ve esaret zincirlerinin korkulu rüyası kahramanlarımız; Bugün Gaziler Günü, KAHRAMANLIK Günü, sizin gününüzdür. Ben de onurunuzda, bu günün anlamıyla sizleri kutluyorum. Ekrem ÖRSOĞLU