Eğer sağlığınızın bozulmasını istemiyorsanız ve huzurlu bir bayram geçirmek istiyorsanız yediklerinize dikkat etmeniz ve yeri geldiğinde de “hayır” demeyi öğrenmeniz gerekir.
Özellikle sebze ve meyve ağırlıklı beslenerek öğünleri geçiştirirsek vücut daha hafif bir etkilenmeyle geçiş dönemini atlatabilir. Böylece ilk 3-4 günden sonra normal beslenmemize döndüğümüzde sağlığımız bozulmamış olur. Ayrıca bu dönemde az fakat çok öğünle beslenmek tavsiye ettiğimiz bir olaydır. Özellikle ara öğünlerde elma ve benzeri meyvelerin tüketilmesi, üç öğün yemek yerken ara öğünlerde de meyve ve sebzelerle beslenmek hem aşırı kilo almamızı engelleyecek hem de daha sağlıklı olmamızı sağlayacaktır. Böylece dengeli ve düzenli beslenmiş olacağız.
Bayramda yağlı besinler veya kebap türlerini aşırı tükettiğimizde mide birden bire bunlarla yoğun şekilde karşılaşacağından hem kilo problemi ortaya çıkacak hem de özellikle sindirim sistemi bozukluklarıyla karşı karşıya kalınacaktır. Bunun için et tüketimini daha aza indirgemeli, taze sebze-meyve veya salataya daha fazla yer verip, beslenmemize dikkat ederek özellikle de aşırı tatlı ve çikolatadan kaçınmalıyız.
Günde en az 2-2,5 litre sıvının mutlaka tüketilmesinin metabolizmaya sağlayacağı, bunu sadece suyla değil, meyve su ve mineral bakımından zengin olan maden suları ile çaydan almak önemlidir. Çayı yemeklerin hemen ardından tüketmek vücutta demir emilimini özellikle engelleyecektir. Bu nedenle yemeklerin hemen ardından aşırı çay tüketimi yerine en az 45 dakika sonra çay içilmesi gerekir.
Bu durumun özellikle kadınlar ve çocuklarda çok sık görüldüğü, çay tüketimi özellikle sıcak günlerde vücudun hararet dengesini düzenlemesi açısından da önemlidir. Hem vücuda sıvı alımını sağlayaması aynı zamanda harareti dengelemesinden dolayı çay tüketebiliriz, ama mümkünse bunu yemeklerden 45 dakika veya 1 saat sonra yapmanız sağlık açısından daha faydalı olacaktır.