2724 Güney kutbu, Kuşça ve Mahmut Dağı ile çevrili olup AKKAYA olarak anılan kaya üzerinde ve geniş platosunda çok sayıda oyma ve yazılı eserler bulunmaktadır. Akdeniz iklimi hakimdir. Beldemiz, dağ eteğinde kurulduğu için oksijeni bol olan bir yerdir. Her hafta sonu, Mahmut Dağı’na dağcılar tırmanmaktadır. Dışarıdan gelenlerin “Yapı Kooperatifi” oluşturmasıyla beldemizin nüfusu artmış ve bir hayli canlılık kazandırmıştır.
Yöresel Yemekleri, Keşkek, yaprak sarması, güveç, aşure… Yöresel Sanatçıları, Ünlü Türkücümüz Bedia Akartürk ve seramik sanatçısı Tüzün Kızılcan’dır. Türk Sinemamızdan “Dağlar Bizimdir” filmi, yöremizde çekilmiştir.
Tufan Dede ve Yaren Dede yatırlarımız vardır. Yurdun birçok yerlerinden ziyaretçileri gelir. Tufan Dede’ye adaklar kesilmektedir. Ziyaret ve piknik maksatlı birçok insan akın akın gelmektedir. Buraların bakımı ve yaşatılması Fikret Kabakulak ve oğulları tarafından titizlikle yapılmaktadır. Yörenin bakir ve doğal güzelliğini bozmamasından dolayı buralarda yeni kooperatifler kurulmuş olup yerleşme talepleri yoğunluktadır.
Hamamlı Ev : Halil Ağa Camii’nin güneyinde , batıdan doğuya hafif eğimli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Bir bodrum üzerine tek kat halinde yükselen evin, doğusuna bitişik durumdadır. Tamamen yıkık ve harap vaziyettedir.Günümüze sadece ; bir mekandan diğerine geçişi sağladığını düşündüğümüz kapı ulaşabilmiştir. Yapının inşa kitabesi yoktur. Ancak, hamama bitişik durumdaki evin plan ve inşa özellikleri göz önüne alınarak; hamamın da evle aynı dönemde yapıldığı kabul edilirse , 17.-18 .yy’ da inşa edilmiş olabileceği kabul etmek mümkün görünmektedir.
Halil Ağa Camii : Cami köy meydanında , Cumhuriyet Caddesi ile, Atatürk Caddesi’nin kesiştiği yerdedir. Batıdan doğuya doğru eğimli bir arazi üzerinde inşa edilmiştir. Halk arasında Ulu Cami ve banisinden dolayı Halil Ağa Cami adıyla anılmaktadır. Cami’nin giriş kapısı üzerinde , dikdörtgen bir çerçeve içine yerleştirilen tuğra şeklindeki ayet yerleştirilmiştir. Kitabe ortasında ki ayetin Türkçe okunuşu ve açıklaması şöyledir: Hz. Muhammed dedi : Şefaati li’l –ehli kebair min ümmeti ( Şefaatim günahkar kullarımadır. ) . Kitabeye göre yapı H.1311 ( m. 1893/ 94 ) yılında , Hacı Halil Ağa tarafından. Talib isimli ustaya yaptırılmıştır.
Tarihi: Anadolu Selçuklu Devleti’nin (1299) parçalanmasından sonra meydana gelen bir çok beylikten biri olan SARUHAN Beyliği’nin Kızıl Aşireti; bugün, “Telhen Köy” olarak anılan Akaya eteğindeki “ulu selvi”nin bulunduğu yere yerleşmiş; her geçen gün biraz daha büyüyerek bugünkü hale gelmiş. İlçemiz Kemalpaşa’nın 10. km. doğusunda ilimiz İZMİR’e de aynı paralelde 40 km. uzağındadır. Kemalpaşa’ya bağlı (33) beldelerden en medeni ve en kültürlü beldesi konumundadır. Güney kutbu, Kuşça ve Mahmut Dağı ile çevrili olup AKKAYA olarak anılan kaya üzerinde ve geniş platosunda çok sayıda oyma ve yazılı eserler bulunmaktadır. Türkler ve Rumlardan oluşan beldemiz, uzun yıllar kardeşçe yaşamışlardır. 1922 yılında Kurtuluş Savaşı zaferi ile Yunanlı burayı terk etmiş; bu ekalliyetin yerini Girit Mübadilleri, Bulgaristan ve Romanya göçmenleri almıştır.