Ölümününden 11 yıl geçti ama hala ölümüyle ilgili merak edilen çok soru var.Barış Manço’nun ailesiyle birlikte yaşadığı Moda semtindeki köşk, ‘Barış Manço Müzesi’ olarak ziyarete açılacak. Köşkte Manço’nun piyanosu, aksesuarları, resimleri, giysileri, takıları bulunuyor. 9 Haziran’da açılacak müzeyi ünlü sanatçının büyük oğlu Batıkan Manço ile gezdik.
** Adam Olacak Çocuk’ programında babanız Barış Manço, müracaat ve mektuplar için hep aynı adresi anons ederdi, ‘81300 Barış Manço-Moda’. Ailece kaç yılınız geçti bu evde?
Ben doğduktan 1 yıl sonra 1985’te buraya taşınmışız. Haciz olayı da 2001’de oldu, yani 15 seneye yakın bu evde yaşadık.
** Kadıköy Belediyesi, evinizi bankadan 10 yıllığına kiraladı ve müze haline getirdi. Buradan duyuralım 9 Haziran’da Barış Manço Müzesi halkın ziyaretine açılacak. Peki ya 10 yıl sonra ne olacak hiç bunu düşündünüz mü?
Kadıköy Belediyesi’ne çok çok teşekkür ederiz. Yaptıkları Barış Manço’ya çok büyük bir jest. Bu proje iki sene önce başladı. Şimdi geriye kaldı 8 yıl. Bu zaman diliminde burası bu şekilde yürür. Ağabeyimle ikimiz burayı bankadan satın alacağız. Müze olduktan sonra kimse satın alıp buraya yerleşemez diye düşünüyorum. Çünkü olması gereken o. Bu ev bir şekilde Manço ailesine geri dönecek ve müze olarak da devam edecek.
** Barış Manço’nun köşkü neden elinizden çıktı?
Babam asla borç almazdı. Babam ortakları tarafından dolandırıldı. Club Manço’nun açılacağını duyduğumda şaşırmıştım. Çünkü, o hep kendi işinin peşinden giderdi. Babamı kandırmışlar. Çok sempatik bir isim Manço, üstelik tatil köyü olunca bu iş aklına yatmış. Bütün krediyi, bu iş için ortakları hortumluyor. Babam da bu insanlara kefil oluyor. Sonrası malum zaten.
** Sonra da eviniz banka tarafından haczedildi, sizin için büyük bir yıkım oldu mu bu?
Köşkün haczedildiğini duyunca çok üzülmüştüm. Sonradan öğrendiğime göre banka o borca karşılık evimize hacz koyacağına başka bir mal varlığımızı haczedebilirmiş. Babam diye söylemiyorum, bu Barış Manço gibi bir adama yapılmazdı doğrusu. Bu köşkün hem babam hem de bizim için manevi bir anlamı var çünkü. Barış Manço’nun ruhu hâlâ bu köşkün içinde yaşıyor. Eve her girdiğimde kötü oluyorum. Çünkü nereye baksam babamı görüyorum. Geçmişte yaşananlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiyor. O anılara geri dönmek istiyorum. Ama geri dönemeyeceğimi bildiğim için, o bana iki kat daha ağır geliyor.
** Babanıza büyük bir ayıp yapıldığını mı düşünüyorsunuz?
Evet, sadece ayıp değil çok büyük saygısızlık da. Ülkesine bu kadar çok değer katmış, vatanını, toprağını, milletini bu kadar çok seven bir insana bu yapılmaz ki? Olan olmuş, gidip kimseye, “neden” diye sormadık! Bir ara piyanosu da hacze gidiyordu, o zaman 2002 yılında Kültür Bakanlığı destek oldu ve piyanoyu hacizden kaldırdılar.
Babam viagradan ölmedi
** Barış Manço’nun ölme sebebiyle ilgili çeşitli şehir efsaneleri var. O söylentiler çıktığında siz kendinizce bir sorgulama yaptınız mı?
Hiç sorgulamadım. Viagra’dan ölmedi babam. Zaten kalp sorunu vardı, ilaçları vardı içiyordu. Düzenli olarak kalp doktoruna görünüyordu. Bu kadar disiplinli yaşayan bir adam, sağlığın, zararın ne olduğunu bilen bir adamdı. Sigaraya çok karşıydı. Bütün bu zararlı şeyleri bilen bir adam viagranın ne olduğunu bilmiyor muydu yani? Mümkün değil. Viagra kalbi çok hızlandırıyor. Babamın zaten çok yoğun bir iş temposu vardı. Endişeleniyorduk. Babamı hafta içi hiç göremezdik. Bütün bu temponun üzerine bir de hap mı kullanacak? O kadar ileri görüşlü biri, neden kendi sonunu getirmek istesin?
** Babanızın öldürüldüğü de iddia edildi yanılmıyorsam, Barış Manço neden öldü sizce?
Oralara hiç girmeyelim yoksa bu iş Da Vinci şifresi gibi uzar. Tabii ki de kalp krizi. Önceden kalp rahatsızlığı geçirdi, o seferkini atlatamadı. Aramızdan erken çekip gitti. Ona çok ihtiyaç duyuyorum. Keşke hâlâ burada benim yanımda olsaydı diyorum çoğu zaman. Bazı yakınlarımda diyor ki “Allah sevdiklerini erkenden yanına alırmış.” Bu cümleyi duymak da güzel, beni rahatlatıyor. Allah katında babam mutlaka mutludur. Böyle düşününce içim rahatlıyor.
100’üncü yıl şarkısı
** Barış Manço’nun en büyük hayali neydi?
Bana söylemişti, o sanat galerisini hayata geçirmekti en büyük hayali. Satın aldığı o kadar çok tablo vardı ki. O kadar çok hayalleri vardı ki, adının ansiklopedilere geçmesini isterdi mesela. Kuşkusuz o olacak bir şekilde. Biz, evlatları olarak onu olduracağız. Bir tanesi de şuydu; babamın ‘2023’ adlı bir bestesi var. Annemin de anlattığına göre onu Cumhuriyet’in 100’üncü yılına ithafen yazmış. Ne kadar ileri görüşlü ki bu şarkıyı 1975’te yazmış. 1975’ten 2023’e. O parçayı, senfoni orkestrası eşliğinde Japonya’da çalmak istiyordu. Bir de çok geniş, detaylı bir Anadolu tarihi belgeseli yapmak istiyordu.(BUGÜN)