Müziğin temel eğitimindeki ilk amaç, çocukta müzik sevgisini uyandırmak, hayal dünyasında müzik imgesini geliştirmek, ritim duygusunu ve kulak duyarlılığını kesinleştirmektir.
Müziği seven çocuk insanı sever, toplumu sever, yaşamı sever, eşsiz bir ruh gücü ve zenginliği kazanır Eflatun’un da dediği gibi, estetik eğitim, ahlak eğitimini de etkiler W Shakes pare’nin Venedik Taciri adlı oyununda “Kendinde müzik olmayan, seslerin tatlı ahenginden heyecan duymayan insan, hinlik ve hırsızlık için yaratılmıştır Onun ruhu geceden daha karanlık, tutkuları cehennemden daha karadır Böyle bir insana güvenmeyiniz!” diyen sözlerinden de yola çıkarak, insan ruhunun güzelliklerin yüceltebileceğini vurgulamak gerekir Müzik bir güzellik ve eğitim aracıdır; insanı yumuşatarak geliştirir.
Sanat, “yeterli ve amacına uygun müzik eğitimi almış bireylerden oluşan, sanat kültürü almış aydınlara sahip” toplumlarda rahat soluk alır ve gelişebilir Avrupa’da müzik sanatı son yüzyılındaki büyük gelişimini geniş ölçüde okul müzik eğitimi ve öğretimine borçludur.
Çocuğun Gelişiminde Olumlu Etkilere Sahip Olabilmesi İçin Müzik Eğitiminde Bulunması Gereken Nitelikler
Suzuki’ye göre, çocukların pek çok yeteneğinin kendi yapılarının bir parçası haline gelene dek geliştirilmesi gerektiği açıktır Ancak okullardaki müfredat öğrenmenin bu temel kuralını göz ardı ederek, bireysel farklılıklarsa hiç düşünülmeyerek uygulanmaktadır Çocuklar günlük olarak, sürekli zorluğu artan materyaller öğrenmeye zorlanmakta ve bazıları bu hıza yetişemeyerek cesaret kırıklığı yaşamakta, engellenmiş olmaktadırlar.
Kendi ülkemizden bir örnek vermek gerekirse, MEB müzik ders programlarının hedefinin, uygar insan yetiştirmede çocuğu ya da genci her yönüyle tamamlamak amacıyla kulağını, sesini, zevkini eğitmek ve ona genel bir müzik kültürü kazandırmakla beraber, müzikal yönden diğerlerinden farklı yeteneklere sahip olan öğrencilerin saptanması ve yönlendirilmesi gibi, baştaki hedefi bütünleyen yeni düşünce ve yaklaşımları da içermesi gerekir.
Bu bağlamda; hem bireysel hem toplu çalışma imkanı veren müzik dersleri, çocukların içinde bulundukları yaşa, çevreye ve kendi kişilik yapılarına göre farklı öğrenme ve gelişme özellikleri gösterdikleri göz önüne alınarak yapılmalıdır Özel eğitim söz konusu ise, bireysel farklılıkların gözlemlenmesi ve özellikle başlangıç derslerinde çocuk hakkında ön fikirler oluşturmamızı sağlayan kendine özgü öğrenme-kavrama becerisi, bedensel-zihinsel uyum özellikleri, var olan müziksel yeteneğinin düzeyi ve bu düzeyin gelişim hızı doğrultusunda ona en uygun yöntemlerin, konu sıralamasının, ders süresi ve yoğunluğunun belirlenmesi çok önemlidir
Müziğin temel eğitimindeki ilk amacın çocukta müzik sevgisini uyandırmak, hayal dünyasında müzik imgesini geliştirmek olması nedeniyle, başlangıçta derslerin önemli bir bölümü müzikli oyunlarla çocuğun kendini ifade edebileceği ve zevk alabileceği biçimde düzenlenmelidir Çocukların severek ve kolayca öğrenebileceği hem de günlük yaşamında var olan ezgileri içeren kitaplar seçilmeli, çeşitli çalgılar (özellikle Orf çalgıları) gibi öğrenmeyi destekleyici görsel materyaller kullanılmalıdır Bu tür materyaller sayesinde alana özgü teorik bilgilerin sıkmadan ve somuttan-soyuta ilkesi korunarak verilebilme şansı da doğacaktır
Kaliteli bir eğitimde olması gereken bir başka nitelik de, hayata geçirmedir (yaşantıya katma) Çocuğun günlük yaşamdan kopuk olmayan şarkıları öğrenmesi buna bir örnek oluşturabileceği gibi, gurup içindeki etkinlikler de önemli bir yaşantıya katma biçimidir Kişinin, emsallerini gözlemlemesi ve deneyimlerini paylaşması yaptığı işin toplumsal değerini ve işlevini anlamasına yardımcı olur Bu etkinlikler okulda koro ile dinleti sunumları ve bireysel konserler verme ya da izleme biçiminde olabilir
İyi bir eğitim her şeyden önce çocuğun “hazır bulunuşluk” düzeyine bağlıdır Yani iyi motive edilmiş bir çocuk / çocuk gurubu, gelişim yoluna doğru adımla başlamıştır denilebilir Burada, olumlu bir pekiştirecek olan “övgü”nün de müzik derslerinde yer alması gereken bir konu olduğunu vurgulamak gerekir Klasik eğitimin vazgeçilmez bir öğesi olan “pekiştirecek kullanımı”, her ne kadar bir yargı bildirdiği ve oto-kontrolü gerilettiği gibi gerekçelerle çağdaş eğitim yaklaşımlarında tercih edilmiyor olsa da, özellikle okul öncesi ve ilköğretimde kontrollü biçimde kullanılmasının yararları vardır Yerinde ve uygun bir dille kullanılan her tür pekiştirecek öğrenmede motivasyonu sağlayabilir Örnek olarak, pekiştireç olarak kullanıldığında “övgü” nün motivasyondaki büyük etkisi tartışmasızdır ve bu basitçe şu cümleleri değiştirerek bile sağlanabilir:
Yanlış yapıyorsun(uz) : “ Böyle olduğundan emin misin(iz)?”(OTOKONTROL)
Ne öğrettiğimi anlamamışsın(ız) : “ Bu konuyu yeniden ele alalım ve tekrar deneyelim” (DÜZELTME)
Eh bu bir şeye benzedi : “İyi! Daha iyisini de yapabileceğine(ize) inanıyorum! (TEŞVİK)
Olmadı : “Güzel, daha da güzelini yapmayı zamanla öğreneceksin(iz)” (TAKDİR)
Son olarak, sağlıklı, huzurlu, başarılı, mutlu çocuklar yetiştirmek için en önemli vitaminin SEVGİ olduğunu hatırlayarak, müzik eğitiminin bir sevgi aktarımına sahip olması gerektiğini de vurgulamak gerekir.
Türk halk müziğinin İzmir adresi….
Tel:(0232)250 14 39
Eşrefpaşa cad. no:264 kat:3/5
Eşrefpaşa-Izmir
E-mail:muratsincer@hotmail.com
http://site.mynet.com/sincermurat/msmm/
07 Şubat 2010
#1
Merhaba dostlar,
Hoşgeldin Alieren,
Müziğin çocuk gelişimine olan katkısı ortada, annen hamileliğinden itibaren müzikle, halk müziğiyle içiçeydi. yukarıda ki video paylaşımı için teşekkür ederiz. sen ozaman annenin karnından bizi dinliyordun. ailenin müzik sevgisi ile de böyle tatlı, güzel ve akıllı bir çocuk olmuşsun.
umarım biraz daha büyüyüncede benim bağlama öğrencim olursun. bunca yıllık tecrübem müzikle uğraşan çocukların çok daha başarılı ve zeki olduğunu kanıtlıyor. hepinize kucak dolusu saygılar ve sevgiler. türkülerin sıcaklığıyla hoşçakalın.