Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kazım Karabekir’in “Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işi evvela hakikatini ara ve öğren. Sonra münakaşasını istediğin gibi yap. Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır” sözünün herkes tarafından büyük harflerle yazılması ve gözünün önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, “İlk önce vicdanına dayanarak, sonra da gerçekten seviyesine, bilgisine dayanak hareket etmeli. Bugün buna çok ihtiyacımız olduğu kanaatini taşıyorum” dedi.
Kazım Karabekir, ölümünün 62. yıldönümünde Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda düzenlenen bir programla anıldı. Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı ile aralarında akademisyenler ile gazetecilerin bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Tören kapsamında düzenlenen ve oturum başkanlığını Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yaptığı panele ise, Kazım Karabekir’in kızları Timsal Karabekir Yıldıran ve Hayat Karabekir Feyzioğlu ile Prof.
Dr. Azmi Süslü, Prof. Dr. Reşat Genç ve Doç. Dr. Vahdet Keleşyılmaz panelist olarak katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından panel oturumuna geçildi. Oturum Başkanı Ortaylı, Kazım Karabekir’in ’müstesna olarak yetişen son nesil komutan’ olduğunu belirterek, “Kendisinin askerliğin dışında müzik, edebiyat ve tarih gibi çok geniş alanlarla uzmanlığa dayanan bilgisi vardı” dedi.
Prof. Dr. Süslü, Kazım Karabekir’in ’tarih yapıcılığı ve tarih yazıcılığıyla, başarılarla dolu öğrencilik, subaylık, komutanlık, idarecilik, diplomatlık, milletvekilliği, meclis başkanlığı, asker babalığı, çocuk yetim babalığı, dürüstlük, açıklık, taktik ve vizyon sahipliğiyle hiç şüphesiz Atatürk’e en yakın olanlardan biri olduğunu’ vurguladı. Karabekir’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün bulunduğu cephelerin hemen hemen tamamında bulunduğunu belirten Süslü, “Kazım Karabekir’in bu uzun ve yararlı hizmetlerini,
kişiliğini, aile, insanlık ve ülke sevgisi, Atatürk’ü çok benzeyen başarılarını doğrudan doğruya onun yazdığı eserlerden, ailesinden, Aile Vakfı arşivinden, Cumhurbaşkanlığı TBMM, Başbakanlık arşivlerinden, Atatürk ve silah fikir arkadaşlarıyla yazışmalarından, yaşadığı dönemde ve günümüzde hakkında yazılı yerli ve yabancı literatürden belgelerle inceleyerek ölümünün 62. yılı münasebetiyle yeniden anıyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Genç ise, Türk milletinin gönlünde ’Şark Fatihi’ olarak yer edinen Kazım Karabekir’in zeki, bilgili, dürüst ve ileri görüşlü bir insan olduğunu söyledi. Genç, “Kazım Karabekir’in özellikle memleketin doğu bölgesinde ifa ettiği siyasi, askeri hizmetlerinin yanı sıra savaşta bölgede yetim kalmış çocuklara yönelik yürüttüğü eğitim seferberliği son derece kıymetlidir” diye konuştu.
Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir Yıldıran ise, babasının 1918 yılında yaşanan Ermeni zulmünün anlatılmaması durumunda ileride Ermenilerin kendilerini suçlayacağı ifade ettiğini belirterek, “Babam Ermenilerin zulüm yaptığına dair evrakı buldurur. Türkçe ve Fransızca olarak bu basılır. Ancak Padişah acizdir, egemen yabancı güçlerdir” dedi.
Kazım Karabekir’in hakkında tutuklama kararı çıkan Mustafa Kemal’ın karşısına çıkarak, ’Dün olduğu gibi bugün de bütün kolordumla emrinizdeyim paşam’ dediğini belirten Yıldıran, “İki dava arkadaşı yaşlı gözlerle sarılırlar. İşte o gün konakta Türk’ün kurtuluş yıldızı parlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılmıştır” diye konuştu.
Kazım Karabekir’in diğer kızı Hayat Karabekir Feyzioğlu da, babasının, ’Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işi evvela hakikatini ara ve öğren. Sonra münakaşasını istediğin gibi yap. Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır’ sözünü sık sık tekrarlama ihtiyacı duyduğunu belirterek, “Bu mantıkla hareket ederek eserlerini yayımlamaya devam edeceğiz. Kazım Karabekir Paşa, Milli Mücadele’nin en çok yazılı eser bırakmış kumandanıdır” şeklinde konuştu.