Toprağa sımsıkı sarılan çiçeğin küskün sevgiliye doğru olan yolculuğu (3)
Susunnn! Mahkeme Birazdan Başlıyor…
Hafif bir ışık sanık sandalyesine vurdu. Sadece tek kişinin görünebileceği şekilde bir aydınlık vardı orada. Ne Hâkimin ne de çevreden yayılan uğultunun sahiplerini görebiliyorduk. Burada neden kimse görünmüyordu Yahu! Yalnız hesap verecek kişiyi görebilecektik diye tahmin ediyorum.
Zifiri karanlıkta hâkimin cırtlak sesi duyulmaya başladı. Uğultular son bulmaya başladı.
Hâkim Bey:
Siz İnsanlar, suçlusunuz. Hem de suçunuz dosyalara sığmaz oldu. Bugün burada bütün bunların hesabını vereceksiniz. Kaçamazsınız artık hiçbir yere. Aydınlanmış bölgeye çıkıp teker teker hesabını vereceksiniz. Yüzünüzdeki utancı görmek istiyoruz. Hayasızca yaptığınız suçların hesabı tek tek sorulacak bugün. Ama buraya kadar. Kurşunların, kalemin, kitabın ve gökyüzünün şahitliğinde tüm pislikler gün yüzüne çıkarılıp yüzünüze vurulacak. Sırasıyla hepiniz yargılanacaksınız. Önce Politikacılar tek tek çıkacak.
Sayın Politikacılar…
Bakın size “sayın” diyorum, aslında bunu hiçbiriniz hak etmiyorsunuz. Lakin sizin de tarzınız bu değil mi? Sayın ifadesi altında birbirinizi yok etmek, Çirkefliklerinizi, Yalanlarınızı, Cinayetlerinizi ve nice rezaletlerinizi bu ifadenin gölgesinde saklıyorsunuz. Ben size her “sayın” dediğimde bilin ki, suratınıza tükürüyorum.
Dünyada canını acıtmadığınız bir âdemoğlu bile kalmadı. Cezanız büyük olacak bu sebeple. Ben söz hakkı vermeden konuşmaya hakkınız yok. Sahneye çıkmaya hazır olun. Orada yaptıklarınız yüzünüze vurulup cezalarınız anında tatbik edilecek. Ve şunu önemle vurguluyorum ki, hiç de öyle ucuz kurtulamayacaksınız bu durumdan. Bu mahkemede adalet var çünkü. Burayı kendi mahkemelerinizle asla karıştırmayın. Kendi çalıp kendi oynadığınız günler sona erdi. Neyse buna zaten şahit olacaksınız.
Sonra Öğretmenler…
En büyük Öğretmenler Peygamberlerdi. Onları örnek alarak yaşamanız gerekiyordu. Sizse menfaatin peşinde koştunuz. Korktunuz doğruları dillendirmekten. İnsanlara doğruları anlatmak yerine körü körüne ideoloji köleliği yaptınız. Bu asla ama asla kabul edilemez. Halbuki yapmanız gereken doğru ve duyarlı olmayı öğretmekti. Nesil yetiştirmek hiç kolay değil zira siz bu sorumluluğu kaldıramadınız. Siz de hak ettiğiniz cezayı göreceksiniz.
Yazar ve şairler…
İnsanlar hunharca öldürülüyorken sizle pembe aşk sözlerinin gölgesinde serinliyordunuz. Oysa bombaların altında yanıyordu çocuklar. Ayrıca genel anlamda geride kalanlara tercüman olup gidenlere ne hissettiğinizi yazmamakla büyük bir gaflet ve delalete girdiniz. Yetmezmiş gibi onları hep suçlu gösterme gibi telafisi olmayan fikirlere neden oldunuz?
Hâkim Bey: “Oğuz ATAY’a sorulacak”
-Devam Edecek-
Hüseyin Bora Çelik, Tarih Öğretmeni