Çocukların benlik imajı üzerinde yıkıcı etkisi olabilir. Onlara kötü, değersiz olduklarını ve sevilmediklerini hissettirebilir.
9. Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak
Çocuğa, ebeveyninin onun neden böyle davrandığını ve amacının ne olduğunu bildiğini iletir.
10. Güven vermek, duygularını paylaşmak, teselli etmek, desteklemek
Ebeveynlerin sandığı gibi yararlı değildir. Çocuğa canı bir şeye sıkılmışken güven vermekle onu anlamadığınızı göstermiş olursunuz.
11. Araştırmak, kuşkulanmak, sorgulamak
Sorular sormak, çocuğa güveninizin olmadığını iletir.
12. Sözünden dönmek, oyalamak, şakaya vurmak, konuyu saptırmak
Çocuğa, onunla ilgilenmediğinizi, saygı duymadığınızı ya da onu reddettiğinizi iletir.
Çocukları konuşturmaya yönlendirici terimler “kapı aralayıcılar” olarak adlandırılmış. Bunlar çocuğa kendi fikirlerini, yargılarını iletmeden, çocuğun fikir, yargı ve duygularını ifade etmeye teşvik eden cümleler olduğu söylenmiş. Bazıları şöyle:
Anlıyorum
Oh
Buna ne dersin
İlginç
Sahi mi?
Bana ondan söz et
Senin görüşlerini merak ediyorum
Bunu tartışalım
Devam et dinliyorum.
Yazarın en çok üzerinde durduğu şey ise Etkin Dinleme:
Etkin Dinleme, pasif dinlemeden çok daha etkili olmasının yanında, hem “alıcıyı”, hem de “göndericiyi” konuya dahil etme açısından fevkalade bir yoldur.
Etkin dinleme konusunda pek çok örnek verilmiş. Ben de bir tanesini yazayım buraya:
ÇOCUK (ağlayarak): Dylan oyuncak kamyonumu aldı.
EBEVEYN : Böyle olduğu için kendini kötü hissediyorsun-bunu yapmasından hoşlanmıyorsun.
ÇOCUK : Evet bu doğru.
Yani bir nevi duygularına tercüman olma durumu. Bu şekilde ifade edildiğinde istenmeyen duygulardan kurtulunacağını ve olumsuz duygulardan daha az korkulacağını söylüyor yazar. Bu yöntem çocuğun kendi sorunlarını kendi çözmesine imkan tanıdığından, sorumluluklarını üstlenen ve bağımsız bir kişi olmasına yardım eden bir yöntemdir. Bu yöntem kullanılırken dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle sıralamış kitap:
Çocuğun söyleyeceği şeyi duymayı istemelisiniz.
O sırada yaşadığı problem konusunda ona yardımcı olmayı gerçekten istemelisiniz.
Hissettiklerini gerçekten kabul edebiliyor olmalısınız.
Duyguların kalıcı değil geçici olduklarının farkında olmalısınız.
Çocuğunuzu sizden ayrı bir kişi olarak görebiliyor olmalısınız.
Çocuğunuz sorun yaşarken, onunla birlik değil, sadece onun yanında olmalısınız.
Çocukların problemlerini üstlenmelerinin öneminden bahsedilen kitapta bu konuda şöyle söyleniyor:
Çocukların üzüntüleri, şaşkınlıkları, mahrumiyetleri, kaygıları ve evet, başarısızlıkları kendilerine aittir, ebeveynlerine değil.
Kitapta etkin dinlemenin nasıl kullanılacağına ilişkin çok sayıda örneğe yer verilmiş. Etkin dinlemenin sadece olaylar zincirini başlatacağı, nasıl sonuçlanacağının bilinemeyeceği söyleyen yazar, bazen çocuğun değiştiremeyeceğini bildiği durumları kabul etmesini sağladığı gibi, duygularını ifade edebildiği ve kabul gördüğünü hissetmesini sağladığını söylüyor. Çocukların ebeveynleriyle yabancılaşmasının nedenlerinin onları dinlemiyor, öğüt veriyor, öğretiyor, düzeltiyor ve itiraz ediyor olmalarına bağlıyor.
Kitapta etkin dinlemede yapılan hatalardan da bahsedilmiş. Bunları maddelemeye çalışayım:
Bu yöntemi, çocukların olmaları gerektiğini düşündükleri davranış ya da düşünüş şekillerine göre yönetmek için kullanmaya çalışmak
Önce çocuğu gerçek düşüncelerini söylemek için cesaretlendirip, sonra onu yargılamak, ona tavsiyede bulunmak, ahlaki öğütler vermek
Çocuğun kullandığı kelimelerdeki kodları çözememek ve aynen tekrar etmek
Çocuğu empatik dinlememek
Yeterince zaman olmadığı zaman etkin dinleme başlatmak
Çocuklarla yüzleşmenin etkin yollarının anlatıldığı bölümde ise, ben iletilerinin önemi şöyle belirtilmiş:
Çocuklar eğer ebeveynleri tarafından şu 3 parçayı içeren Ben-İletilerini alırlarsa istenmeyen davranışını değiştirmeye daha yatkın hale gelirler:
İstenmeyen davranışın tanımı
Ebeveynin hissettikleri
Bu davranışın aileye akla yatkın ve somut etkisinin dile getirilmesi
(DAVRANIŞ+HİSSEDİLEN+ETKİ)