Mart ayının son pazartesi günü ile başlayan haftayı Kütüphaneler Haftası olarak kutluyoruz. Hafta süresince, kitapların önemi, kütüphanelerin geliştirilmesi ve kütüphaneciliğin sorunları dile getirilir, kütüphanelerde uyulması gereken kurallar anlatılır.
İçindeki kitaplardan herkesin yararlandığı binalara kütüphane, kitapların korunması, sınıflandırılması ve okuyucuya kitap verilmesi gibi görevleri yapan memurlara da kütüphaneci denir. Eski çağlardan beri insanlığın hizmetinde olan kütüphaneler, her toplum için önemli olmuştur.
Hemen hemen her il ve ilçemizde kütüphane bulunur. Ülkemizdeki en büyük kütüphaneleri şöyle sıralayabiliriz: İstanbul’da Süleymaniye ve Beyazıt Kütüphaneleri, Ankara’da Milli Kütüphane ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kütüphanesidir.
Ne yazık ki, ülkemizde kütüphanelere gereken önem verilmemektedir. Günümüzün en yalnız, en buruk ve en üzgün mekanlarıdır kütüphaneler. Kitabın pahalı olduğunu söyleyen insanların, kitabın bedava olduğu kütüphanelere gitmediğini görüyoruz. Kitap okumayan bir toplum oluşumuzun cezasını, elbette ki, her alanda çekmekteyiz.
Her türlü kitabı bulabileceğimiz kütüphaneler, biz okuyucularını beklemektedir. Okul ve sınıf kütüphaneleri kurmak için bu haftayı vesile kılıp, hemen kolları sıvamalıyız. Bizlere ödünç kitap veren kütüphaneleri sık sık ziyaret etmeli ve her şeyden önemlisi, haftada en az birkaç kitap okumalıyız.
Kütüphaneye girerken ayaklarımızı paspasa silmeli, paltolarımızı vestiyere bırakmalıyız. Görevli memur istemeden kimliğimizi vermeliyiz. Nasıl kitap arayacağımızı bilmiyorsak görevli memurdan yardım istemeliyiz. Okuma salonunda konuşmamalı, sayfaları sessiz çevirmeli ve sessiz yürümeliyiz. Okuduğumuz ve ödünç aldığımız kitaplardan başka insanların da yararlanacağını unutmadan, onları iyi korumalıyız.