İnsanlar doğası gereği yalnız yaşamayı sevmez. Daima diğer kişilere, dostlara veya yakınlarına ihtiyaç duyar. Dostlarımız ve yakınlarımız olmasaydı yaşadığımız mutlulukların veya acıların bir manası olmazdı. Çünkü mutluluklar paylaşılırsa artar, acılar da paylaşılınca azalır.
Eski Türklerde cengaverler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kayaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş.
Yıllar sonra sırt dayanan taşın ismi ARKA TAŞ, ARKADAŞ şeklinde dilimize yerleşmiş ve bugün güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isim olmuştur.
Aşk ve Arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar,
Aşk, kendinden emin bir şekilde sorar;
“Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım, sen niye varsın ki bu dünyada?” Demiş…
Arkadaşlık cevap verir;
“Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için…”
Hiç bir zaman arkadaşsız kalmaman dileğiyle… Arkadaşlarına, onları ne kadar düşündüğünü göster! Arkadaş olarak düşündüklerine mesaj gönder, telefon aç.
Sevgi ve Dostluk
Kavgayı, bir yaprağın üzerine yazmak isterdim…
Sonbahar gelince yaprak kurusun, dökülsün diye…
Öfkeyi, bir bulutun üzerine yazmak isterdim…
Yağmur yağınca bulut yok olsun diye…
Nefreti, karların üzerine yazmak isterdim…
Güneş açınca karlar erisin diye…
Dostluğu ve sevgiyi, Yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim…
Onlarla birlikte büyüsün, bütün dünyayı sarsın diye…
Dostlar bütün sırlarımızı paylaştığımız insanlardır. Acı günlerimizde ilk onları ararız. Bu sebeple dostlarımızın değerini bilip onları kırmamak için özen göstermeliyiz. Gerçek dost bu devirde çok zor edinilir ama arkadaşlıkların sonsuza dek kalması dileğiyle…
Tüm arkadaşlarım, iyi ki varsınız… Eser Ürküt.