Türk Askerini işgalci güç olarak tanımlayan Irak, konunun görüşülmesi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Türk askerinin Irak’ta bulunmasının uluslararası hukuktan doğan haklılığı bir kez daha gündeme geldi. Irak toprakları içinde bulunan PKK’nın saldırıları dolayısıyla meşru müdafaa hakkı çerçevesinde sınır ötesi çok sayıda operasyona imza atan Türkiye, Irak’ta bulunan diğer ülkeler ABD ve İran’a göre, IŞİD teröründen en çok etkilenen ülke. Bu doğrultuda Ankara, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanıyor.
Uzmanlar ABD’nin, “Türkiye, Irak Hükümeti onaylamadığı için uluslararası koalisyona üye değil” çıkışına ise “Suriye’de Esed’den izin mi aldılar?” sorusuyla karşılık veriyor. Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında tüm ülkeleri IŞİD’e karşı ortak mücadeleye çağırmasını hatırlatan uzmanlar, yaşanan son krizde Batılı ülkelerin art niyetine dikkat çekiyor. Ankara, binlerce kilometre uzaktan Irak’a müdahaleyi kendine hak gören ABD ile FETÖ’den sonra Musul’da da müttefiklik ilişkisini sorguluyor.
Türkiye’nin Musul’da bulunma gerekçesi olarak savunduğu ve istendiğinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne de sunacağı Musul haklılığını 6 maddede toparladık.
Tek bir uluslararası koalisyon var ve Türkiye buna taraf
IŞİD’e karşı oluşturulan tek bir uluslararası koalisyon var ve Türkiye de buna taraf ülke. ABD’li Yarbay Dorrin’in açıklamalarının aksine, koalisyon ülkelerinin Irak’ı kapsayan özel bir IŞİD’e karşı mücadele çalışması yok. Uzmanlar, “Eğer Irak’a sorulması gerekiyorsa, biz de şunu sorarız: Suriye’ye girerken Esed’e mi sordular?” diyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çağrısı üzerine teröre karşı koalisyondayız
Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2015’teki çağrısı üzerine IŞİD’e karşı uluslararası koalisyona katıldı. Sözkonusu çağrı sadece Suriye değil IŞİD’e karşı Irak çevresinde yürütülecek mücadeleyi de kapsıyordu. Türkiye, koalisyona üye olduğu gibi, başta İncirlik Üssü olmak üzere topraklarını da üye ülkelerin kullanımına açtı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Türkiye’yi ışid’den etkilenen ülke olarak tanımlıyor
Türkiye, halen IŞİD’e karşı mücadele yürüten ülkeler arasında uluslararası kamuoyunda IŞİD saldırılarına maruz kalmış ülke olarak meşru müdafaa kapsamında öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki kararı, Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını uluslararası arenada haklı göstermekte yeterli bir unsur olarak görülüyor.
Ankara ve Lozan Antlaşmaları müdahale hakkı veriyor
Başta Lozan ve Türkiye-Irak sınırlarının çizildiği 1926 Ankara Anlaşması olmak üzere tüm uluslararası anlaşmalar, Musul ve Kerkük topraklarında ilhak, istiklal veya herhangi bir idare şekli hakkında kabul edilen ve edilecek olan bütün kararlar konusunda Türkiye’ye söz hakkı tanıyor.
Türkiye, Irak başbakanı İbadi’nin mektuplu davetiyle orada
Türkiye işgalci, Türk askeri Başika’da illegal bulunuyor söylemlerinin aksine Türkiye, oraya Irak Başbakanı İbadi’nin mektuplu daveti üzerine gitti. Bu durum, o günlerde bütün dünyaya tescil edilmiş durumda. Dolayısıyla Türkiye’nin davetsiz gittiği söylemi yanlış ve Türk askerinin bölgedeki varlığı meşru.
Terör örgütlerine karşı mutlaka orada olunmalı
Türkiye, teröre karşı Irak’ın bütünlüğü için bölgede bulunuyor. Yine Türkiye, sınır ötesinden tehdit eden IŞİD kadar PKK terör örgütüne karşı da meşru müdafaa hakkını kullanıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin Musul operasyonunda yeralmasının, Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatması kadar meşru bir hak olarak görülmesi gerektiğine işaret ediyor.
ABD Savunma Bakanlığı, IŞİD karşıtı koalisyonun sözcülerinden Albay John Dorrian’a atfedilen Türk askerinin Irak’taki varlığı illegal şeklindeki ifadenin “açık bir şekilde ve tamamen yalan” olduğunu bildirdi.
Pentagon sözcülerinden Matthew Allen, IŞİD karşıtı koalisyonun sözcülerinden Albay John Dorrian’a atfedilen Türk askerinin Irak’taki varlığı illegal şeklindeki sözlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.