Yıllar önce gazetelere bakarken, toplumsal gerçekçilik akımının önde gelen ismi Neşet Günal’ın, geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdiğini okudum. Kendisiyle 1966-1968 yılları arasında, Nişantaşı’nda, L.C.C. adlı özel bir sanat okulunda tanışmıştım. Onun gibi bir ustanın iki yıl öğrencisi olmuştum.

Dersleri daima sürprizlerle dolu olurdu. Bazen ayakkabı boyacısı bir çocukla derse gelir, bize onun resmini yaptırır; bazen hava güzelse bizi alır Yıldız Parkı’na götürür, orada çalıştırırdı. Kimi günler sessizleşir, kimi günler o da bizimle resim yapardı.

Öğrenciler arasında hatırladıklarım; Tülin Serpen, Esin Korcan, Ani, İnel Dilber, Kiveli Aydınoğlu ve çok iyi dost olduğum Nevin Beykent… Nevin’i de yıllar önce kaybettik. Neşet Bey bir ara rahatsızlandı, derslere gelemedi. Yerine başkaları gelip ders verdi. Bir ara yurt dışına gittiğini öğrendim.

O olmayınca resim derslerinin heyecanı, özelliği kaybolmuştu. Ben de kursu bıraktım. Hala onun derslerinde yaptığım bir iki tablom duvarlarımı süsler. Ara sıra olsa da Usta ile dostluğumuz sürmüş, sohbetlerimiz devam etmişti.

Neşet Günal, 1923 yılında Nevşehir’de doğmuş, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Nurullah Berk ve Sabri Berkel’in öğrencisi olarak mesleki başarısının temellerini atmıştır, Paris Güzel Sanatlar Meslek Okulu’nda Fernand Leger’in öğrencisi olma şansını yakalamıştır.

Günal, tablolarında genellikle siyah, gri ve toprak renklerini kullanmış, Orta Anadolu’nun yoksul yaşamını, toplumun gerçeklerini dile getirmiştir. İnsanlar, onun kullandığı renklerle ve duruşlarıyla acılı ve zor bir yaşamın simgeleri olmuştur.

Duygularımızı en güzel yansıtan şey renklerdir. Bence bir ressam sevgisini, öfkesini, özlemini vb. şeyleri, fırçasıyla tuvali üzerinde canlandırır. Her dokunuş, her fırça darbesi, tamamlanınca bir öykü çıkar karşınıza… Onu yorumlamak, eğer ressamının duyguları sizi de aynı paralelde etkilemişse, işte o tablo ŞAHESER’dir.

Neşet Günal Türk sanatında ekol olmuş bir sanatçıydı. Sosyal gerçekçiliğin öncüsüydü. Yeri doldurulamaz büyük bir ustaydı.

Onu tanıdığım için, onun öğrencisi olduğum için kendimi çok şanslı hissetmişimdir. Ve her zaman onur duymuşumdur.

NURLAR İÇİNDE YAT USTAM…
Zeren DAĞDEVİREN
Her gününüz dünden daha iyi olsun…