Bodrum Kalesi’ni sağınıza aldığınızda, barlar sokağını geçip, deniz kenarına ulaştığımız bölge, Kumbahçe Mahallesi’dir. Burası genelde Girit’ten gelen Türklerin yerleştiği yerdir. Halikarnas Disko’yu geçince Zeki Müren’in evinin olduğu yere, Paşa Tarlası adı verilmiştir. Şalvarağa Tepesi , yeni yapılan liman, Akçebük, Bodrum Belediyesi Yelken Kulübü ve İçmeler, tekne yapımıyla ünlü tersaneler bölgesi..
Sıcak yaz günlerinde denize girmek ve büyük okaliptüs ağaçlarının altında serinlemek için yıllardır gittiğimiz yer ise Giritli Teyze’nin mekanıdır. İşletemediği bu restaurantın işletmeciliğini altı yedi yıldır kiraya vermiş olsa da, bizim için her zaman Giritli Teyze’nin Yeri olarak kalacaktır.
Nezahat Hanım, nam-ı değer Giritli Teyze’nin babası Giritli, annesi İstanköy’lü (Kos Adası). Anne ve babası evlenince İstanköy’de yaşamayı tercih etmişler. Karısını ve çocuklarını alıp 64 yıl önce Bodrum’a göç etmişler. Yıllar geçmiş, çocuklar büyümüş. Giritli Teyze, Bodrum’lu Günel ailesinin oğluyla tanışmış ve bir süre sonra evlenmişler. Genç adam, Bodrum’lu süngercilerden topladığı süngerleri İzmir ve İstanbul’a satarak ailesinin geçimini sağlamış. Daha sonra Türkiye Şeker Fabrikaları’nda işe başlamış.
Giritli Teyze, italyanca ve rumca bilen çok becerikli bir kadınmış. Evliliğinin ilk yıllarında bir rahatsızlık sonrası bir gözünü kaybetmiş. O azimli kadın buna rağmen kocası ile şehir şehir dolaşırken komşularına, arkadaşlarına elbiseler dikip aile bütçesine katkıda bulunmuş. Kocasının memuriyet hizmeti bitince 25 yıl sonra Bodrum’a geri dönmüşlerdir.
Ege Bölgesi’ndeki geleneğe göre aileler kız çocuklarına sahildeki, erkek çocuklarına ise bağ, bahçe gibi diğer yerleri verirlermiş. Turizmin gelişmesi ile sahiller değerlenmiş ve kızlar bu sayede zengin olmuşlar. Giritli Teyzenin kayınpederi ise kıyıdaki yerlerini oğluna vermiş. Aile Bodrum’a döndüklerinde İçmeler, Akçebük koyundaki mandalina, incir ağaçları, üzüm bağları içinde bulunan evlerine yerleşmişler. Giritli Teyze, denize yakın bir yere annesi ile iki okaliptüs ağacı dikmiş. Onlara Ana-Kız Ağaçları demişler. Şimdi biz o ağaçların altında sıcak yaz günlerini serinleyerek geçiriyoruz.
Zaman ilerlerken sahili değerlendirmişler. Giritli Teyze’nin eşi yıllar önce geçirdiği bir kazada ayağından sakatlanmış, yürürken zorluk çekiyormuş. Çocuklar ellerinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Ama bir süre sonra Giritli Teyze işe el koymaya karar vermiş. Bahçenin bir kenarına büfe yapmış, servisi genişletmiş, arka bahçeye pansiyon olarak değerlendireceği bir ev yaptırmış, ve Giritli Teyze’nin yeri hayatımıza böyle girmiş.
Sabahları erkenden kalkıp alışverişe giderken o gün neler pişireceğini planlar, dönüşte çalışanlara yapacakları işleri anlatır. Kendisi de büyük bir titizlikle her şeyi kontrol ederdi. Özellikle irmik ve aşure tatlıları çok beğenilirdi. Elleriyle seçip pişirdiği balıkların lezzeti bir başkaydı. Günün her saati misafirlerini ağırlamak için koşup dururdu. Giritli Teyze, hala pansiyon işletiyor.
Bazı insanların yaşının hiç önemi yoktur. Onlar her yaşta hayatımızda yer alırlar, bize örnek olurlar ve nesiller boyu adları anılır, yaptıkları anlatılır. İşte ben de, beni kırmayıp annesi Giritli Teyze’yi ve ailesi hakkında bu bilgileri bizimle paylaşan Mehmet beye, Giritli Teyze’nin yaşını soramadım.
Her gününüz dünden daha iyi olsun..
Zeren Dağdeviren.
05 Aralık 2014
#1
Gerçekten de yıllar önce geldiğim Halikarnassos un bu nadide mahallesinde, hem rahatça denize girdiğimiz, hem de Giritli Teyze’nin güzel yemeklerinden yediğimiz bu mekan için çok güzel bir tarihçe olmuş, teşekkürler. Korunması gereken bir mekan.
12 Aralık 2014
#2
Bodrum’u Bodrum yapan eski mekanlardan biridir. Bu arada Giritli Teyzeyi tanıma şerefine nail olduğum için ayrıca çok mutluyum ve siz Zeren Hanım o güzel anlatımınız ile böyle değerleri sayfanızda yer verdiğiniz için teşekkür ederim.
13 Aralık 2014
#3
Kalbinize ve elinize sağlık Zeren DAĞDEVİREN hanım..
12 Ocak 2015
#4
Yüreğiniz dünyayı kucaklıyor, bilginizle bizi aydınlatıyorsunuz, sevgili Zeren Dağdeviren. Teşekkürler.