Türkiye Cumhuriyeti nereye gidiyor kaygısını taşımaktan uykularım kaçmış, sinirlerim ise harap olmuş durumda. Hepiniz olmasa da çoğunluğunuz benimle aynı fikirdedir. Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyettir, bu ilelebet de böyle olacaktır, kimsenin de kuşkusu olmasın. Farklı olduğunu düşünen varsa hiç umutlanmasın.
Benim ülkemde halkım baskı ve zorbalıkla yönetilmeye çalışılıyorsa, basın mensubu arkadaşlarımızın yayın özgürlüğü elinden alınıyorsa, halkın konuşma özgürlüğüne set çekiliyorsa, anayasa değişiklikleri kendi kafalarına göre yer değiştiriyorsa, üvey babanın evlatlığıyla evlenmesine müsaade ediliyorsa, kızlı-erkekli evlere baskın yapıp ahlak kontrolü yapılıyorsa, çocuk gelinlerin babası yaşındaki adamlarla evlenmesinde sakınca görülmüyorsa, okullu gelinlere müsaade ediliyorsa, kızlı erkekli eğitime hayır deniliyorsa, kim söz edebilir her şey yolunda diye.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı TC ibaresini, Atatürk ilke ve inkılaplarını, okullarda andımızın okunmamasını, kitaplardan İstiklal Marşımızı ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin çıkartılmasını, hem laik hem müslüman olmaz diyen, tiyatrolarım kapatılmaya çalışılıyorsa, Ne Mutlu Türküm sözünün insanlarda ırkçılığa sebebiyet verdiğini ve ATATÜRK’ün ismini zikretmekten çekinen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanından aydınlık bir gelecek ve aydın, çağdaş, laik bir nesil yetiştirmeyi beklemek ne kadar doğru olur?
Bizler de koyun gibi öylece sesimizi çıkartmadan bakmaya devam ediyorsak, orada “TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR” sorusunu soralım kendimize.
“Hiç bir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir” demiş Albert Camus.
25 Kasım 2013
#1
Bakmasını bilene! Ne kadar anlamlı.