Vildan Bedir, Bozburun’lu emekçi bir kadın ve her şeyden önce bir eş, bir anne… Çocukluğunda ve genç kızlığında baba ocağında mutlu bir yaşam sürmüş. Yapması gereken ev işlerinde annesine yardım etmiş. Elişleri yapan, halı dokuyan, zeytinliklerinde zeytin toplayan, zeki güzel bir Ege kızı.
Evlilik çağına gelince, babasının da rızasıyla Mehmet Bedir ile evlenmiş. Kocasının mesleği marangozlukmuş. Tekne yapımında çalışıyormuş. Zevkleri ve imkanlarıyla döşedikleri evlerinde yaşarken, kocasının işleri bozulmuş, maddi sıkıntılar başlamış. Vildan o güne kadar herhangi bir işte çalışmadığı için ne yapacağını şaşırmış.
Bir gün evlere ekmek dağıtan kadına verecek bir ekmek parası bile bulamayınca, çok utanmış, kendine kızmış ve akşam eşiyle oturup konuşmaya karar vermiş. Karı koca düşünmüşler… Ve sonunda Mehmet’in ufak bir tekne yapmasına ve o tekne ile balık tutup satmaya karar vermişler. Tekne bitmiş, ağlar alınmış. Ama tekneyi çalıştıracak motoru almaya paraları kalmamış.
Sonunda Vildan’ın babası para vermiş ve motorlarına kavuşmuşlar. Bir süre işler umdukları gibi iyi gitmemiş. Bozburunlu bir balıkçı onlarla ilgilenmiş. Bir süre benimle çalışın, işi öğrenince, kendi teknenizle çıkar, devam edersiniz demiş. Yılmadan çalışmışlar, balıkçılıkla ilgili bir çok şey öğrenmişler.
Sonunda tekneleriyle balığa çıkmaya başlamışlar. Hatta bazı günler o kadar çok balık yakalıyorlarmış ki, diğer balıkçılara vermeye başlamışlar. Yıllar geçerken oğulları Gökhan dünyaya gelmiş. Bakmışlar ki, balık satışlarında Bozburun yeterli olmuyor, araştırmışlar ve Datça Aktur’a yerleşmeye karar vermişler. Ve Aktur’un güler yüzü ve dürüstlüğüyle sevilen kadın balıkçısı olmuş…
Vildan Bedir… Sabahın ilk saatlerinde 03:00 de kalkıp, akşamdan hazırladığı ağlarını kontrol edip, gerekli malzemelerini düzenleyen, yüzünde eksik etmediği tebessümüyle, oğlu Gökhan’ın adını verdiği teknesiyle, eşi Mehmet’le birlikte, balık avlayacakları bölgelere doğru yol alır, belli aralıklarla ağlarını denize bırakırken, bereketli bir gün olması dileğiyle dua eder, tekrar limana dönermiş.
Vildan 23 yıldır balıkçı olarak çalışıyor ve “balıkçılık benim vaz geçmeyeceğim işim oldu” diye gururla söylüyor. Genellikle barbun ağı atarak balık yakalıyor. Barbun, Mezgit, Kaya Barbunu ağlarına düşen balıklarmış. Sabah 03:00 den – 09.00 a kadar süren balık serüveni bitiyormuş. Emeklerini biriktirerek yaptırdıkları “HÜRREM SULTAN” teknesiyle yaz aylarında civar koylara düzenledikleri turlar, saat 09:30 da başlıyor. Hem Vildan’ın, hem de oğlu Gökhan’ın kaptanlık belgeleri var. Bu güzel turlarla ilgili bilgileri Kaptan Gökhan’la ilgili yazımda anlatacağım…
Vildan’a “ne zaman uyuyorsun” diye sorduğumda… Gülerek akşamları “erken yatıyorum” demişti !!!!!
Zor bir yaşam Vildan Bedir’ in seçimi… Fırtınası, yağmuru, hastalığı, yorgunluğu… Ama o bunları kabul etmiş, azmetmiş, güçlü, karalı bir kadın. Türkiye’de kimbilir kaç kadınımız balıkçılık yapıyor, bilmiyorum. Hepsini kutluyorum, saygı duyuyorum. Şuna inanıyorum ki, yaşamak için hepimizin çalışması, sorumluluklarımızı bilmemiz gerek. Seçtiğimiz yollar bizim seçimimiz olsa da sıkıntılar olacaktır. İnanmak ve yılmamak en önemlisi diye düşünüyorum.
Sevgili Vildan Bedir, öykünü anlatırken, gözlerindeki hüznü, mutluluğu, azmi ve bir kadın olarak her şeyin üstesinden gelebilecek o güzel yüreğini bana yansıttığın için sana teşekkür ederim. İyi ki seni tanıdım.
Yaşamın boyunca başarılar peşinden gelsin… Denizler bereketin olsun….
Her gününüz dünden daha iyi olsun… Zeren Dağdeviren